وَتَصْلِيَةُ جَح۪يمٍۙ
Ölüm gerçeğinin ardından gelecek bir gerçek daha var ki o da sûrenin başında belirtildiği şekilde herkesin bu dünyada yaptıklarına göre bir gruplandırmaya tâb^ tutulup ona uygun muamele göreceğidir. 95. âyette geçen “hakku’l-yak^n” tamlaması konusunda değişik açıklamalar yapılmıştır. Esasen aynı mânaya gelen bu iki kelimenin pekiştirme amacıyla birbirine izâfet yapıldığı anlaşılmaktadır (bk. İbn Atıyye, V, 254-255; Râzî, XXIX, 203-204); bu sebeple meâlde “gerçeğin ta kendisi”şeklinde karşılanmıştır (ayrıca bk. Âl-i İmrân 3/18).
وَتَصْلِيَةُ جَح۪يمٍۙ
تَصْلِيَةُ atıf harfi و ‘la نُزُلٌ ‘e matuftur. جَح۪يمٍ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
وَتَصْلِيَةُ جَح۪يمٍۙ
Masdar vezninde gelerek mübalağa ifade eden تَصْلِيَةُ atıf harfi وَ ‘la önceki ayetteki haber نُزُلٌ ‘e atfedilmiştir. Cihet-i câmia, tezâyüftür. جَح۪يمٍ muzâfun ileyhtir.
حَم۪يمٍۙ - جَح۪يمٍۙ kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
تَصْلِيَةُ جَح۪يمٍۙ "Ve cehenneme bir atılış" yani إدخال في النار cehennem ateşine girdiriliş vardır. إقامة في الجحيم Cehennemde bir ikamet ve مقاساة لأنواع عذابها onun türlü azaplarının tadılması vardır, diye de açıklanmıştır.
تَصْلِيَةُ /Atılış" ile aynı kökten olmak üzere: أصلاه النار وصلاه، أي جعله يصلاها "Onu cehenneme attı, ona cehennemi boylattı" denir.
Burada (ayette) mastar mef'ûle izafe edilmiştir. (Kurtubî, Âşûr)