كَذَّبَتْ عَادٌۨ الْمُرْسَل۪ينَۚ
Hz. Nûh’tan sonra tarih sahnesine çıkmış olan Âd kavmi Yemen’de Uman ile Hadramut arasındaki bölgede yaşamış eski bir Arap toplumudur. Önceleri doğru yolda yürürlerken zamanla bunlar da Nûh kavmi gibi yoldan sapmış, putperest olmuşlardı. Kendilerine gönderilmiş olan peygamberi dinlemedikleri için helâk olup tarih sahnesinden silinmişlerdir.
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 163
كَذَّبَتْ عَادٌۨ الْمُرْسَل۪ينَۚ
Fiil cümlesidir. كَذَّبَتْ fetha üzere mebni mazi fiildir. تْ te’nis alametidir.
عَادٌ fail olup lafzen merfûdur. الْمُرْسَل۪ينَ mef’ûlun bih olup nasb alameti ى ’dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanırlar.
الْمُرْسَل۪ينَ kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i mef’ûlüdür.
كَذَّبَتْ عَادٌۨ الْمُرْسَل۪ينَۚ
Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Ad kavmi kıssasına geçilmiştir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafat, s. 107)
كَذَّبَتْ fiili bu ayette de tef’il babında gelmiştir. Bu; yalanlamanın fail, mef’ûl ve fiil yönünden çokluğuna işarettir.
Burada Peygamberler lafzıyla Hz. Hud kastedilmiştir. Tazim için mecâz-ı mürsel üslubu kullanılmıştır. Bir peygamberi yalanlayan sanki tüm peygamberleri yalanlamış gibidir. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kuran Işığında Belâgat Dersleri Beyân İlmi)
الْمُرْسَل۪ينَۚ (Gönderilenler) -ki kastedilen, Hud’dur (as)- ifadesinin benzeri, kişinin bir tane biniti ve elbisesi olmasına rağmen (Falanca binitlere biner, kaliteli elbiseler giyer) demen gibidir. (Keşşâf)