Şuarâ Sûresi 161. Ayet

اِذْ قَالَ لَهُمْ اَخُوهُمْ لُوطٌ اَلَا تَتَّقُونَۚ  ...

Hani kardeşleri Lût, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?”
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 إِذْ hani
2 قَالَ demişti ق و ل
3 لَهُمْ onlara
4 أَخُوهُمْ kardeşleri ا خ و
5 لُوطٌ Lut
6 أَلَا
7 تَتَّقُونَ korunmaz mısınız? و ق ي
 
Lût aleyhisselâm, Hz. İbrâhim’in kardeşi Haran’ın oğludur. İbrâhim aleyhisselâm ile birlikte Irak’tan ayrılıp Filistin’e gitmiş, daha sonra da Ölüdeniz (Lût gölü) kıyısında yaşayan inkârcılık ve sapık ilişkiler (homoseksüellik) içinde bulunan Sodom ve Gomore halkını ıslah etmekle görevlendirilmiş bir peygamberdir (bk. A‘râf 7/80).
 

اِذْ قَالَ لَهُمْ اَخُوهُمْ لُوطٌ اَلَا تَتَّقُونَۚ

 

اِذْ  zaman zarfı  كَذَّبَتْ  fiiline mütealliktir.

إِذْ : Yalnız cümleye muzâf olan zaman zarfıdır.

a. إِذْ  mef’ûlun fih, mef’ûlun bih, mef’ûlun leh olur.

b. إِذْ ‘den sonra muzari fiil veya isim cümlesi gelirse gelecek zaman ifade eder.

c. بَيْنَا  ve  بَيْنَمَا  ‘dan sonra gelirse mufâcee (sürpriz) harfi olur. Bu durumda zarf (zaman bildiren isim) değil harf olur.

d. Sükûn üzere mebnîdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

قَالَ لَهُمْ  ile başlayan fiil cümlesi muzâfun ileyh olarak mahallen mansubdur.

قَالَ  fetha üzere mebni mazi fiildir.  لَهُمْ  car mecruru  قَالَ  fiiline mütealliktir. 

اَخُوهُمْ  harfle îrab olan beş isimden biri olup fail olarak ref alameti  و ‘dır. Muttasıl zamir  هُمْ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

نُوحٌ  kelimesi  اَخُوهُمْ ‘den atf-ı beyan olup merfûdur. 

Atf-ı beyan konusuna giren kelime grupları ve cümleler şunlardır:

1. İsm-i işaretten sonra gelen camid ismin (muşârun ileyhin) atf-ı beyan olarak gelmesi

2. اَيُّهَا  ve  اَيَّتُهَا ’dan sonra gelen camid ismin atf-ı beyan olarak gelmesi

3. Sıfattan sonra gelen mevsûfun atf-ı beyan olarak gelmesi

4. Tefsir harfi  اَنْ ’den sonra gelen kelime veya cümleler (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

Mekulü’l-kavli  اَلَا تَتَّقُونَۚ ‘dir.  قَالَ  fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur. 

اَلَا  arz harfidir.  تَتَّقُونَ  fiili  نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur. 

تَتَّقُونَ  fiili, sülâsî mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil iftiâl babındadır. Sülâsîsi  وقي ’dir.

İftiâl babı fiile mutavaat (dönüşlülük), ittihaz (edinmek, bir şeyi kendisi için yapmak), müşareket (ortaklık), izhar (göstermek), ihtiyar (seçmek), talep ve çaba göstermek manaları katar. İfteale kalıbı hem soyut hem somut anlamlı fiiller için kullanılır.

 

اِذْ قَالَ لَهُمْ اَخُوهُمْ لُوطٌ اَلَا تَتَّقُونَۚ

 

Ayete dahil olan zaman zarfı  اِذْ , önceki ayetteki  كَذَّبَتْ  fiiline mütealliktir. Müspet mazi fiil sıygasında, faide-i haber ibtidaî kelam olan …  قَالَ لَهُمْ اَخُوهُمْ  cümlesi  اِذْ ’in muzâfun ileyhi konumundadır.

Car mecrur müsnedün ileyhe, siyaktaki önemine binaen takdim edilmiştir.

قَالَ  fiilinin mekulü’l-kavli olan  اَلَا تَتَّقُونَ  cümlesi, müspet muzari fiil sıygasında, faide-i haber ibtidaî kelamdır. Cümleye dahil olan  اَلَا  edatı, istek ifade eder.

‘’Korkmaz mısınız’’ derken ‘korkun, sakının’ demek istemektedir. İnşâî üslupta gelen cümle, emir manasında olduğu için mecaz-ı mürsel mürekkebdir. 

اَلَا  arz harfidir. Tahdîd ilişkisi kurar. Fiilin teşvik yoluyla ve şiddetli bir şekilde yerine getirilmesini talep eder. Arz için kullanıldığında ise fiilin yumuşak bir biçimde yapılmasının istenmesidir. 

Arz: Bir şeyin yapılmasını nazikçe, kibarca, yumuşaklık ve tatlılıkla istemektir. Arzda sertlik söz konusu değildir. (Abdullah Hacibekiroğlu, Arap Dilinde Edatların Metinde Kurduğu Anlamsal İlişkiler Doktora Tezi)

لُوطٌ , fail olan  اَخُوهُمْ ’dan atf-ı beyandır. Atf-ı beyan atıf harfi  و  olmadan gelir.

Bu ayet surede, kıssaların sonunda peygamberlerin isminin farklılığıyla, tekrar edilmiştir. Tekrarlanan bu ayetler arasında tekrir, ıtnâb ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.

Böyle tekrarlar, kelamdaki cüzleri birbirine bağlar, aralarında bir ilişki kurar ve dokuyu bütünleştirir. Bunlar çok tekrarlanır ki iman ve yakîn sabitleşsin. Eğer murad sadece bilmek olsaydı, bir kere söylenmesi yeterli olurdu.

Tekrarlanan cümlelerin manasının nefiste yerleşmesi arzu edilir, hatta zatın bir cüzü haline gelinceye kadar tekid edilir. (Muhammed Ebu Musa, Hâ-Mîm Sureleri Belâğî Tefsiri, Ahkaf/28)