Şuarâ Sûresi 171. Ayet

اِلَّا عَجُوزاً فِي الْغَابِر۪ينَۚ  ...

Bunun üzerine biz de onu ve geri kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın hariç bütün ailesini kurtardık.  (170 - 171. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 إِلَّا yalnız hariç
2 عَجُوزًا bir koca karı ع ج ز
3 فِي arasında
4 الْغَابِرِينَ geride kalanlar غ ب ر
 

اِلَّا عَجُوزاً فِي الْغَابِر۪ينَۚ

 

اِلَّا  istisnâ edatıdır. İstisna; bir nesneyi, kişiyi veya hükmü istisna edatlarından biriyle cümledeki hükmün dışında tutmaktır. İstisnanın 3 unsuru vardır:

1. İstisna edatı: Cümlede kullanılan edatlardır.

2. Müstesna: İstisna edatından sonra gelen kelimedir. İstisna edilen, hariç tutulan kelimedir.

3. Müstesna minh: İstisna edatından önce gelen kelimedir. Kendisinden bir şeyin hariç tutulduğu, genellikle çoğul olan bir kelimedir.

Müstesna minh; a) Ya birden fazla olmalı, b) Ya umumi manalı bir kelime olmalı,

(Bir ismin umumi manalı olması için nefy, nehy veya istifhamdan sonra nekre olarak gelmesi gerekir.) c) Ya kısımları bulunan müfred bir lafız olmalı.

(Kısımları bulunan müfred: Mesela sahifeleri olan kitap, saatleri olan gün, günleri olan hafta, ay, mevsim, mevsimleri olan sene, seneleri olan ömür… gibi isimlerdir.)

Müstesna istisna edatından hemen sonra gelen kelimedir. Ancak müstesna minh hemen önce gelen kelime olmayabilir. Müstesna mansubtur. Bununla birlikte istisna edatlarının türlerine göre farklı şekillerde îrablanabilir. Türkçeye “ama, ancak, -den başka, -sız, fakat, hariç, müstesna, yalnız, sadece” gibi kelimelerle tercüme edilir.İstisnanın kısımları 3’e ayrılır:

1. Muttasıl istisna, 2. Munkatı’ istisna, 3. Müferrağ istisna

(Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

عَجُوزاً  müstesna olup fetha ile mansubdur.  فِي الْغَابِر۪ينَ  car mecruru  عَجُوزاً ‘nin mahzuf sıfatına mütealliktir.

الْغَابِر۪ينَ  kelimesi sülâsi mücerredi  غبر  olan fiilin ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

اِلَّا عَجُوزاً فِي الْغَابِر۪ينَۚ

 

Ayette, kurtulanlardan istisna edilen bildirilmiştir. 

اِلَّا  istisna edatı,  عَجُوزاً  müstesnadır.  فِي الْغَابِر۪ينَۚ  car-mecruru,  عَجُوزاً ’in mahzuf sıfatına mütealliktir.

عَجُوزاً ’deki tenvin tahkir ve adet içindir.

فِي الْغَابِر۪ينَۚ  [geride kalanlar arasındaki] ifadesi bayanın sıfatıdır; adeta “Geride kalan bir bayan hariç” denmektedir; oysa geride kalma fiili, bayanın kurtuluş esnasındaki bir özelliği değildi ki?” dersen şöyle derim: Bu, ‘geride kalacağı takdir edilmiş bir bayan hariç’ anlamındadır. Azap ve helak içinde geride kalanlar ifadesi, kurtarılanların dışındakiler demektir. Nitekim bu bayanın, ‘kentten çıkanlar’ ile birlikte üzerlerine yağdırılan taşlarla helak olduğu da söylenmiştir. (Keşşâf)