حٰمٓ
حٰمٓ
حٰمٓ hurûf-u mukattaâ harfidir.
حٰمٓ
Kelama en güzel giriş şekillerinden biri de kelamın konusuyla alakalı bir şeyle başlamaktır. Böylece kelamın maksadına işaret edilmiş olur. Surenin bu ilk ayeti berâat-i istihlâl sanatının güzel bir örneğidir. Hurûf-u mukattaâ ile başlayan bütün sureler buna örnektir. Çünkü muhatabın dikkatini celbeder ve dinlemeye teşvik eder. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kuran Işığında Belâgat Dersleri Bedî’ İlmi)
Tefsir alimleri surelerin başlarındaki bu harfler hakkında farklı görüşlere sahiptir. Âmir eş-Şâbi, Süfyan es-Sevri ve bir grup muhaddis şöyle demiştir: Bunlar Allah'ın Kur'an-ı Kerim’de sakladığı bir sırdır. Yüce Allah'ın, her bir kitabında böyle bir sırrı vardır. Bunlar, yüce Allah'ın bilgisini yalnızca kendisine sakladığı müteşabih ayetler arasında yer alırlar. Bunlar hakkında birşey söylemek gerekmez. Biz bunlara iman eder ve Allah'tan geldikleri gibi okuruz. (Kurtubî)
Aynı mukattaa harfleriyle başlayan surelerin aralarında mana veya konu açısından bir yakınlık vardır.
حٰمٓ Sureleri, rahmânî ve rahimî rahmetten birer örnektirler. Bununla birlikte حٰمٓ harfleri Hamd'in başı, Muhammed isminin de ortasıdır. "Ey Resulüm Muhammed" demek de olabilir. Fakat çokları Kur'an'ın veya surenin ismi olduğunu söylemekle yetinmişlerdir. Bundan dolayı alemiyet (özel isimlik) ve te'nis (dişilik) veya özel isimlik ve yabancı dilden gelme kelimeye benzemesi sebepleriyle gayri munsarif (okunurken cer ve tenvin kabul etmeyen kelimelerden) olduğunu da söylemişlerdir. (Elmalılı)