وَكُلُّ صَغ۪يرٍ وَكَب۪يرٍ مُسْتَطَرٌ
Nice nesiller vadelerini tamamlayıp bu dünyayı terkedip gitmişlerdir; ama bu hayatın sona ermesi yaptıklarının da silinip gittiği, olanların olmamış gibi kabul edileceği anlamına gelmez. Küçük büyük her eylem tek tek kayda geçirilmiştir, belgeler halinde korunmaktadır. Âyette somut bir anlatım içinde hatırlatılan bu gerçeğe iman eden bir kimsenin artık bile bile sicilini kirletici bir iş yapması akıl kârı değildir; fakat rasyonel düşünme anlamıyla akıl bütün davranışları disipline etmeye yetmemekte, bunun yanında aklı doğru kullanıp sonuçlar çıkardıktan sonra buna uygun davranma iradesini ortaya koymak, bu gerçeklerle ters düşen kişisel istek ve arzulara gem vurmak gerekmektedir. 17, 22, 32, 40. âyetlerde geçen “Düşünecek yok mu?” tarzındaki ilâhî çağrıya, bu defa 51. âyette hemen herkesin kolayca kavrayabileceği bir gerçeğe, daha önce nice nesillerin helâk edilmiş olduğuna dikkat çekildikten sonra bir kez daha yer verilmektedir.
وَكُلُّ صَغ۪يرٍ وَكَب۪يرٍ مُسْتَطَرٌ
Ayet, atıf harfi وَ ‘ la önceki ayete matuftur. كُلُّ mübteda olup lafzen merfûdur. Aynı zamanda muzâftır. صَغ۪يرٍ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
كَب۪يرٍ atıf harfi وَ ‘ la makabline matuftur. مُسْتَطَرٌ kelimesi haber olup lafzen merfûdur.
مُسْتَطَرٌ sülâsi mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan iftiâl babının ism-i mef’ûlüdür.وَكُلُّ صَغ۪يرٍ وَكَب۪يرٍ مُسْتَطَرٌ
Atıf harfi وَ ile önceki cümleye atfedilmiştir. Tezyil hükmündeki cümlenin atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur.
Hususun umuma atfı babında ıtâb sanatıdır.
Mübteda ve haberden müteşekkil, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır.
كُلُّ صَغ۪يرٍ izafeti mübtedadır. مُسْتَطَرٌ haberdir.
Müsnedün ileyh olan كُلُّ صَغ۪يرٍ , izafetle marife olmuş, az sözle çok anlam ifade etmiştir. شَيْءٍ ‘deki nekrelik, kesret ve nev ifade eder.
كَب۪يرٍ , tezat nedeniyle صَغ۪يرٍ ‘e atfedilmiştir.
Müsned olan مُسْتَطَرٌ ‘un افتعال babının ism-i mef’ûl vezninde gelmesi bu fiilin başkası tarafından onun üzerinde gerçekleştirilmiş olduğuna işaret eder.
صَغ۪يرٍ - كَب۪يرٍ kelimeleri arasında tıbâk-ı îcab sanatı vardır.
İsim cümleleri, mübteda ve haberden oluşur. Zaman ifade etmez. Asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
المُسْتَطَرُ ; Allah'ın bunu bilmesinden kinayedir. Bu kelime; müjde ve uyarıyı bir arada ifade eden ceza (karşılığı) kelimesinden kinayedir. (Âşûr)
Bu ayet, ilgili hükmü genelleştiren bir ifade olup, "Bu yazma işi, sadece onların yaptıklarıyla sınırlı olmayıp, tam aksine, başkalarının yaptıkları şeylerin de orada yazılı olduğunu" anlatmaktadır. Dolayısıyla bu yazma işinden ne küçük ne de büyük hiçbir şey hariç kalmaz demektir. (Fahreddin er-Râzî)