Meâric Sûresi 33. Ayet

وَالَّذ۪ينَ هُمْ بِشَهَادَاتِهِمْ قَٓائِمُونَۖ  ...

Onlar, şahitliklerini dosdoğru yapan kimselerdir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَالَّذِينَ ve
2 هُمْ onlar
3 بِشَهَادَاتِهِمْ şahidliklerini ش ه د
4 قَائِمُونَ yaparlar ق و م
 

Bu âyetler, insanın ahlâkını yukarıda sıralanan olumsuz eğilimlerden temizlemenin veya onların etkisini kırmanın yolunu göstermektedir. Bu yol, kısaca âhiret inancıyla desteklenen güçlü bir sorumluluk duygusu geliştirmek, ibadet ve ahlâk alanında olumlu ve yapıcı davranışlar sergilemektir. Burada sıralanan davranışlar düzenli namaz kılmak, malında yoksulların hakkı bulunduğunu bilip onu ehline ödemek, âhiret kaygısı taşımak, namuslu ve iffetli olmak, emanete sadakat göstermek, şahitlikte yalan söylemekten sakınmaktır. Âyetlerin üslûbundan anlaşıldığına göre bu güzel işlerle ilgili ifade tahdîdî değil tâdâdîdir, yani bunlar örneklerdir; duruma, zamana, mekâna, imkân ve şartlara göre bu ödevlerin sayısı değişebilir. Önemli olan, kişinin 19. âyetteki deyimiyle tabiatının tahammülsüzlüğünü, nankörlük ve bencilliğini yenme iradesi gösterebilmesi, ibadetler ve ahlâkî davranışlarla ilkel kusurlarını giderip kişiliğini zenginleştirmesidir. 

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 458
 

وَالَّذ۪ينَ هُمْ بِشَهَادَاتِهِمْ قَٓائِمُونَۖ

 

الَّذ۪ينَ  cemi müzekker has ism-i mevsûl atıf harfi  وَ ‘la  مُصَلّ۪ينَ ‘nin sıfatı olan birinci  الَّذ۪ينَ ‘ye matuftur. İsm-i mevsûlun sılası  هُمْ بِشَهَادَاتِهِمْ ‘dir. Îrabdan mahalli yoktur. 

Munfasıl zamir  هُمْ  mübteda olarak mahallen merfûdur. بِشَهَادَاتِهِمْ  car mecruru  قَٓائِمُونَ ‘a mütealliktir. Muttasıl zamir  هِمْ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. 

قَٓائِمُونَ  haber olup ref alameti و ‘dır. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır. 

قَٓائِمُونَ  kelimesi, sülâsi mücerredi  قوم  olan fiilin ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

وَالَّذ۪ينَ هُمْ بِشَهَادَاتِهِمْ قَٓائِمُونَۖ

 

الَّذ۪ينَ  has ism-i mevsûlu, مُصَلّ۪ينَ  için sıfat olan 22. ayetteki  الَّذ۪ينَ ’ye atıf harfi  وَ ‘la atfedilmiştir. Sılası olan  هُمْ بِشَهَادَاتِهِمْ قَٓائِمُونَ  cümlesi, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır. Sıfat, mevsûfunun sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için yapılan tetmim ıtnâbı sanatıdır. 

Sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesinde takdim-tehir sanatı vardır. Bütün mamullerin cümledeki yeri, aslında amilinden sonra gelmesidir. Car mecrur  بِشَهَادَاتِهِمْ , ihtimam için amili olan  قَٓائِمُونَۖ ‘ye takdim edilmiştir.

Haber olan  قَٓائِمُونَ  , ism-i fail vezninde gelmiştir. İsim cümlesinde yer alan ism-i fail, çoğunlukla istimrar ve istikrar ifade eder. Bunun manası, emanetlerine ve verdikleri söze riayet etme özelliğinin, onlarda sabit olduğudur.  

İsim cümlesindeki ism-i fail istimrar ifade eder. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

İsim cümleleri, mübteda ve haberden oluşur. Zaman ifade etmez. Asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa, asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karînelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Aslında şahitlikler de emanetler arasındadır; faziletini ortaya koymak için ayrıca zikretmiştir. Zira ancak şahitlikler hakkıyla yapıldığı zaman haklar ihya olur ve sahiplerini bulur; şahitlikler hakkıyla yapılmazsa o zaman haklar zayi olur, sahiplerini bulamaz. (Keşşâf)

Cumhur  بِشَهادَتِهِمْ  şeklinde tekil sıygasıyla okumuştur. Bu kelime cins isimdir. Bütün şahitleri kapsar. (Âşûr).

القِيامُ بِالشَّهادَةِ (şahitlik etmek) yapıncaya kadar ona sahip çıkmak ve onu muhafaza etmektir ki,  ويُقِيمُونَ الصَّلاةَ [Ve onlar namaz kılarlar] şeklindeki Bakara 3. ayette de geçtiği gibi  قِيامٌ  kelimesi mecazî manadadır. (Âşûr)