Müddessir Sûresi 10. Ayet

عَلَى الْـكَافِر۪ينَ غَيْرُ يَس۪يرٍ  ...

Kâfirler için hiç kolay değildir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 عَلَى için
2 الْكَافِرِينَ kafirler ك ف ر
3 غَيْرُ değildir غ ي ر
4 يَسِيرٍ kolay ي س ر
 

  Ğayera  غير :

  غَيْر sözcüğü çeşitli anlamlarda kullanılır: Birincisi: Kendisiyle herhangi bir manayı ispat etmeksizin yalnızca olumsuzlama amacıyla kullanılır. İkincisi: İllâ إلاّ anlamında kullanılıp kendisiyle istisnada bulunulur ve nekra(belirsiz) bir isim nitelenir.

  Tağyir تَغْيِيرٌ kelimesi de iki şekilde kullanılır: Biri bir şeyin zâtını değil yalnızca sûretini değiştirme anlamında örneğin bir ev önceki durumundan farklı bir şekilde binâ edildiğinde; diğeri bir şeyin bir başkasıyla değiştirilmesi/tebdil anlamında örneğin bir kimse hayvanını bir başkasıyla değiştirdiğinde kullanılır.

  غَيْرانِ ve خِلافانِ sözcüklerinin farkına gelince; غَيْرانِ sözcüğü daha kapsamlıdır çünkü غَيْرانِ ile ifade edilen iki şeyin cevheri aynı olabilir, fakat خِلافانِ ile ifade edilenler böyle değildir. Şu halde her muhtelif gayrıdır ancak her gayrı muhtelif değildir. (Müfredat)

  Kuran’ı Kerim’de çeşitli formlarda toplam 154 defa geçmiştir. (Mu'cemu-l Mufehres)

  Türkçede kullanılan şekilleri gayrı, gayret, mugayir, gayûr ve tağyirdir. (Kuranı Anlayarak Okuma Rehberi) 

 

عَلَى الْـكَافِر۪ينَ غَيْرُ يَس۪يرٍ


عَلَى الْـكَافِر۪ينَ  car mecruru  عَس۪يرٌ ‘a müteallik olup cer alameti  ي ‘dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır. غَيْرُ  kelimesi  يَوْمٌ ‘un ikinci sıfatı olup lafzen merfûdur. يَس۪يرٍ  kelimesi muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.

الْـكَافِر۪ينَ  kelimesi sülâsî mücerredi كفر  olan fiilin ism-i failidir. 

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata), hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

عَلَى الْـكَافِر۪ينَ غَيْرُ يَس۪يرٍ


Ayet, önceki ayetin devamıdır. عَلَى الْـكَافِر۪ينَ  car mecruru önceki ayetteki  عَس۪يرٌۙ ‘e mütealliktir.  

الْـكَافِر۪ينَ , ism-i fail vezninde gelerek bu özelliğin istimrar ve istikrarına işaret etmiştir.

İsim cümlesindeki ism-i fail istimrar ifade eder. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

İsm-i fail sübuta, istikrara ve sıfatın mevsûfa olan bağlılığına delalet eder. (Halidî, Vakafat, s. 80)

غَيْرُ يَس۪يرٍ  izafeti  يَوْمٌ ’un ikinci sıfatıdır.  يَس۪يرٍ , mübalağalı ism-i fail kalıbı olan sıfat-ı müşebbehe vezninde gelerek mübalağa ifade etmiştir. Bu kalıp bu vasfın mevsûfta sürekli varlığına, sıfatın mevsûfun bir parçası gibi ondan ayrılmayan bir özelliği olduğuna işaret eder. Sıfat mevsûfunun bir özelliğini bildiren ıtnâb sanatıdır.

يَس۪يرٍ - عَس۪يرٌۙ  kelimeleri arasında tıbak-ı icâb, cinas, lüzum ma la yelzem ve muvazene sanatları vardır.

Ayetteki zahiri “Kâfirlere zordur.” anlamına, “Müminlere kolaydır.” anlamı idmâc edilmiştir.

Surenin başından beri gelen ayetlerin fasılaları kısa seci örnekleridir. Kısa seci’ adından da anlaşılacağı gibi fasılanın bulunduğu terkibin kelime sayısının en az iki en çok on olduğu durumdur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Bedî’ İlmi)

[Kâfirlere zordur] manası ondaki iş kâfirlere zordur, demektir. ذٰلِكَ  de Sûr’a üfürme vaktine işarettir, (o) ذٰلِكَ  mübtedadır, haberi de يَوْمٌ عَس۪يرٌۙ 'dür,  يَوْمَئِذٍ  de bedeldir yahut haberinin zarfıdır, çünkü takdiri şöyledir:  فَذَلِكَ الوَقْتُ وقْتُ وُقُوعِ يَوْمٍ عَسِيرٍ (o vakit, zor bir günün gerçekleşme vaktidir). Kolay değildir bu da onlara herhangi bir açıdan kolay olmasını men eden bir tekiddir, müminlere kolay olduğunu göstermektedir. (Beyzâvî)