لِاَيِّ يَوْمٍ اُجِّلَتْۜ
Kıyametin kopması sırasında meydana gelecek kozmik çöküşü (meselâ bk. İbrâhim 14/18; Tâhâ 20/105; Müzzemmil 73/14) özetleyen açıklamaların ardından 11-13. âyetler, Allah Teâlâ’nın peygamberlerle ümmetleri arasında dünyada yaşanmış olan olumlu veya olumsuz ilişki hakkındaki nihaî sorgu, yargı ve kararını vereceği zamanı ifade eder ki bu zaman da kıyamet ve âhiret günüdür. Nitekim başka bir âyette de Allah’ın o gün peygamberleri toplayıp onların tebliğ ve davetlerine insanların nasıl cevap verdiklerinin sorulacağı haber verilmiştir (Mâide 5/109). İşte “ayırım günü”nden maksat bu sorgu ve yargı günü yani peygamberlerle onları yalancılıkla itham edenlerin arasında hükmün verileceği ve hak ile bâtılın ayırt edileceği kıyametin kopmasıyla başlayacak olan âhiret günüdür. 14. âyetteki soru cümlesi, o günün, Allah bildirmedikçe hiç kimsenin mahiyetini bilemeyeceği, tasavvur edemeyeceği olağanüstülüklere sahne olacağını ima eder. 15. âyet ise kıyamet ve âhireti yalan sayanların başlarına gelecek olan felâketin büyüklüğüne dikkat çekiyor. Bu ifade kalıbı sûrede on defa geçmekte olup her defasında izlediği âyetlerle ilgili özel bir anlam içerir. İnkârcılar, yalan saydıkları her ilâhî bildirim sebebiyle ayrı ayrı cezalandırılacakları için bunlar hakkında aynı ifade kalıbı tekrar edilmiştir.
لِاَيِّ يَوْمٍ اُجِّلَتْۜ
لِاَيِّ car mecruru اُجِّلَتْ fiiline mütealliktir. يَوْمٍ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
اُجِّلَتْ mahzuf sözün mekulü’l-kavlidir.
اُجِّلَتْ fetha üzere mebni meçhul mazi fiildir. تْ te’nis alametidir. Naib-i faili müstetir olup takdiri هِىَ’ dir.
اُجِّلَتْ fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Tef’il babındandır. Sülâsîsi اجل ’dir.
Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.
لِاَيِّ يَوْمٍ اُجِّلَتْۜ
Fasılla gelen ayet, önceki ayetteki اُقِّتَتْ fiilinin zamirinden haldir. Fasıl sebebi kemâl-i ittisâldir. Cümle takdiri يقال (denir) olan fiilin mekulü’l-kavlidir. Fiilin hazfi, îcâz-ı hazif sanatıdır. Bu takdire göre cümle müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Mekulü’l-kavl cümlesi olan لِاَيِّ يَوْمٍ اُجِّلَتْۜ , istifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. Mazi fiil sıygasında gelen cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Car mecrur لِاَيِّ يَوْمٍ , sadaret hakkı nedeniyle amili olan اُجِّلَتْۜ ‘ye takdim edilmiştir.
يَوْمٍ ‘deki nekrelik tarifi mümkün olmayan nev ve tazim ifade eder.
اُجِّلَتْۜ fiili meçhul bina edilmiştir. Meçhul bina edilen fiillerde mef’ûle dikkat çekme kastı vardır. Çünkü malum bina edildiğinde mef’ûl olan kelime meçhul binada naib-i fail olur.
Kuran-ı Kerim’de tehdit, uyarı ve korkutma manası olan fiiller genellikle meçhul sıyga ile gelir.
Meçhul bina, naib-i failin bu fiilde bir dahli olmadığına işaret eder. (Dr. Adil Ahmet Sâbir er-Ruveynî, Teemmülat fi Sûret-i İbrahim, s. 127)
التوقيت kelimesi الوقت ‘ten geldiği gibi, التأجيل de الأجل ’den gelir. [Hangi güne ertelendi (bütün bunlar)?] ifadesi (yani يَوْمٍ ’in nekre getirilmiş olması) o günün vahametini belirtip, şaşılacak bir dehşete sahip olduğunu ifade etmek içindir. Ayrım gününe! ifadesi bu işlerin ertelendiği günü açıklamaktadır; yani mahlûkat arasında nihai hükmün verileceği gün. Doğru olan; وُقِّقةٌ anlamının; (bekleyip durduğu mîkāta -yani kıyamet gününe- ulaştırıldı) şeklinde olmasıdır. اُجِّلَتْۜ ise tehir edildi demektir. (Keşşâf)