Mürselât Sûresi 23. Ayet

فَقَدَرْنَاۗ فَنِعْمَ الْقَادِرُونَ  ...

Sonra da ona ölçülü bir biçim verdik. Biz ne güzel biçim verenleriz!
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 فَقَدَرْنَا ve biçimlendirdik ق د ر
2 فَنِعْمَ ne güzel ن ع م
3 الْقَادِرُونَ biçim vereniz biz ق د ر
 

“Önemsenmeyen bir su”dan maksat sperm (bk. Kıyâmet 75/37), onun yerleştirildiği “sağlam yer” ana rahmi, “belli bir süre” ise hamilelik dönemidir. Âyetlerde insanın hangi maddeden ve nasıl yaratıldığı açıklanarak Allah’ın neleri yapmaya, yaratmaya kadir olduğuna dair en dikkate değer örneklerden biri ortaya konmuş; böylece yeniden dirilmeyi inkâr edenlere bu inkârlarının temelsiz olduğu gösterilmiştir. 23. âyette insanın yaratılışındaki akıllara durgunluk veren inceliklere, mükemmel düzen ve uyuma, ölçüye ve sonuçta onu yaratan ilâhî ilim ve kudretin genişliğine dikkat çekilmiştir. Böylece insan iki yönden uyarılmaktadır: a) Allah insanı basit, bir sudan yani meniden yaratmış, ana rahminde onu çeşitli aşamalardan geçirerek, maddî ve mânevî kabiliyetlerle donatmış, sonuçta yeryüzünün en mükemmel varlığı haline getirmiştir. Ama insanoğlu nankörlük ederek kendisine paha biçilmez nimetleri lutfeden Allah’a isyan etmektedir. İşte bundan dolayı 18.âyetten başlamak üzere sûrede “O gün inkârcıların vay haline!” buyurularak insanlar uyarılmıştır. b) Âyetlere göre öldükten sonra dirilme olayı mutlaka gerçekleşecektir. Basit bir sudan böyle mükemmel insanı yaratıp meydana getiren yaratıcı kudret onu öldükten sonra diriltmeye de kadirdir.

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 527-528
 

فَقَدَرْنَاۗ فَنِعْمَ الْقَادِرُونَ


Ayet, atıf harfi  فَ  ile istînâfa veya  جَعَلْنَا ‘ya matuftur. Fiil cümlesidir.  قَدَرْنَا  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri  نَا  fail olarak mahallen merfûdur.  

فَ  atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyh arasında hiç zaman geçmediğini, işin hemen yapıldığını ifade eder.  فَ  ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştiremez. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

نِعْمَ  camid mazi fiil olup medih fiillerindendir.  الْقَادِرُونَ  kelimesi  نِعْمَ ’nin faili olup ref alameti  و  ile merfûdur. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.  نِعْمَ  fiilinin mahsusu mahzuftur. Takdiri, نحن  şeklindedir. 

قَادِرُونَ  kelimesi, sülâsi mücerredi قدر  olan fiilin ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

فَقَدَرْنَاۗ 


Ayet atıf harfi  فَ  ile 21. ayetteki … جَعَلْنَا  cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur.  

Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, S.107)

قَدَرْنَا  fiilinin azamet zamirine isnad edilmiş olması, tazim ifade eder.

[Biz bunu takdir ettik] cümlesinden maksat, onu yaratmayı, organlarını, renklerini, ana rahmindeki kalış müddetini ve hayatını takdirdir. Bu kelime, bazılarınca da anlaşıldığı gibi, gücü yetti anlamına gelebilecek şekilde  قدر  şeklinde harekelenmiştir. Ama, doğrusu takdir etti anlamında oluşudur. Nâfî ve Kisâî'nin kıraatleri (okuma tarzları) da bu anlamı te'yid etmektedir. (Rûhu’l Beyân)

 

 فَنِعْمَ الْقَادِرُونَ


فَ , istînâfiyyedir. Gayr-ı talebî inşâî isnaddır. Medh fiili  نِعْمَ ’nin faili  الْقَادِرُونَ ‘dir.

Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır.  نِعْمَ ‘nin, takdiri  نحن (Biz) olan mahsusu, mahzuftur.

الْقَادِرُونَ , ism-i fail vezninde gelerek bu özelliğin istimrar ve istikrarına işaret etmiştir.

İsim cümlesindeki ism-i fail istimrar ifade eder. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

İsm-i fail sübuta, istikrara ve sıfatın mevsûfa olan bağlılığına delalet eder. (Halidî, Vakafât, Tevbe Suresi, 120-121, s. 80)

قَادِرُونَ - قَدَرْنَا  kelimeleri arasında cinas-ı iştikak ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.

[Biz ne güzel takdir ediciler (iz).] İbni Mes'ud bu ayeti bizim anladığımız şekilde anlamıştır. Ayrıca ”Bizim buna, yani onu böyle değersiz bir maddeden istediğimiz gibi yaratmaya ve şekil vermeye gücümüz yeter" şeklinde anlaşılması da caizdir. Ayetin  نِعْمَ الْقَادِرُونَ  bölümü de bu anlayışa güç vermektedir. Bu açıklamaya göre son bölüm şöyle anlaşılmalıdır: ”Biz ne güzel güç yettireniz. Onu kendi gücümüzle yarattık ve en güzel şekle soktuk." (Rûhu’l Beyân)