Mürselât Sûresi 35. Ayet

هٰذَا يَوْمُ لَا يَنْطِقُونَۙ  ...

Bu, konuşamayacakları gündür.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 هَٰذَا bu
2 يَوْمُ gündür ي و م
3 لَا
4 يَنْطِقُونَ konuşamayacakları ن ط ق
 

Bu âyetlerde kıyamet ve mahşer gününde suçluların konuşmalarına ve mazeret göstermelerine izin verilmeyeceği bildirilirken başka âyetlerde onların konuşacakları ve tartışacakları belirtilmiştir (meselâ bk. En‘âm 6/23; Zümer 39/31; Fussılet 41/21). Ancak bunu, âyetler arasında çelişki bulunduğu şeklinde yorumlamamak gerekir. Zira bu farklı âyetlerde âhiretin farklı sahneleri tasvir edilmektedir.

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 530
 

هٰذَا يَوْمُ لَا يَنْطِقُونَۙ

 

İsim cümlesidir. İşaret zamiri  هٰذَا  mübteda olarak mahallen merfûdur. يَوْمُ  haber olup lafzen merfûdur. لَا يَنْطِقُونَ  fiili ile başlayan cümle muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur

لَا  nefy harfi olup olumsuzluk manasındadır.  يَنْطِقُونَ  fiili  نَ ‘un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.

 

هٰذَا يَوْمُ لَا يَنْطِقُونَۙ


Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Mübteda ve haberden oluşmuş sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır.

İsim cümleleri, mübteda ve haberden oluşur. Zaman ifade etmez. Asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa, asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karînelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

هٰذَا  mübteda,  يَوْمُ  haberdir. Müsnedün ileyhin işaret ismi  هٰذَا  ile marife olması işaret edileni en güzel şekilde temyiz etmek içindir. Böylece muhatabın zihninde müsnedün ileyh daha iyi yerleşir. Muhatap tarif edilen şeyi daha iyi tasavvur eder, daha iyi tanır. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Cümlede müsnedün ileyhin işaret ismiyle marife olması işaret edilenin mertebesinin yüksekliğini belirterek tazim ifade eder. İşaret isminde istiare vardır. Tecessüm ve cem’ ifade eden  هٰذَا  ile güne işaret edilmiştir. 

Bilindiği gibi işaret ismi, mahsus şeyler için kullanılır. Ama burada olduğu gibi aklî şeyler için kullanıldığında istiare olur. Câmi’; her ikisinde de “vücudun tahakkuku”dur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Beyan İlmi)

يَوْمُ ‘ nun muzâfun ileyhi konumundaki  لَا يَنْطِقُونَ  cümlesi, menfî muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Hudûs, istimrar ve teceddüt ifade eden muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.

Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

يَوْمُ   kelimesi mansub da okunmuştur -okuyan da A‘meş’tir-; yani size anlatılan bu olaylar o gün meydana gelecektir. Kıyamet ‘günü; muhtelif yerleri ve vakitleri olan uzun bir zaman dilimidir. Bir vakit konuşurlar, diğer vakit konuşmazlar. Bu sebeple, Kur’an’da iki durum da gelmiştir. Veya onların konuşmaları konuşmama kabul edilmiştir; çünkü bu konuşma ne fayda verecek ne de dinlenecektir. (Keşşâf)