Nâziât Sûresi 5. Ayet

فَالْمُدَبِّرَاتِ اَمْراًۢ  ...

Nihayet işi çekip çevirenlere (ki, mutlaka tekrar diriltileceksiniz).
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 فَالْمُدَبِّرَاتِ derken düzenleyenlere د ب ر
2 أَمْرًا işi ا م ر
 

Allah Teâlâ bazı varlıklara yemin ederek sûrenin ana konusu olan kıyamet ve öldükten sonra dirilme olayının mutlaka gerçekleşeceğini vurgulamıştır. Müfessirler, adlarına yemin edilen bu varlıkların neler olduğu konusunda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir.

a) Bunların hepsi meleklerdir. İlk âyette “batmak üzere yükselenler” diye çevrilen nâziât kelimesinin anlamları içinde “kuyudan kova ile su çekenler” mânası da vardır. İnsanların ruhlarını bedenlerinden çekip çıkaran ölüm meleği ve yardımcıları bu sıfatla nitelendirilmiştir. Sözlükte “boğmak” anlamına gelen garkan kaydı, burada ölüm meleklerinin inkârcıların ruhlarını şiddetle çekip çıkarmalarını, “Sakin ve düzenli hareket edenler” diye çevrilen nâşitât ise müminlerin ruhlarını incitmeden hafifçe çekip alan melekleri ifade eder. “Yüzdükçe yüzenler”den maksat ise ya Allah’ın emrini yerine getirmek için gelip giderken ufuklarda denizde yüzer gibi hareket eden veya dalgıcın denizde yüzdüğü gibi insan bedeninde yüzerek ruhunu çıkartan meleklerdir. “Yarıştıkça yarışanlar” ise müminlerin ruhlarını cennete, kâfirlerin ruhlarını cehenneme götürürken birbirleriyle yarışan meleklerdir. “Emri, uygun yol ve yöntemle yerine getirenler”e gelince bunlar da evrenin nizamında Allah tarafından kendilerine verilen işleri yerine getiren meleklerdir.

b) İnsanların ruhlarıdır. Ölüm anında bedenlerinden zorlukla veya kolaylıkla ayrıldıkları, hızla ruhlar âlemine vardıkları, ruhlar âlemindeki makamlarına yarışırcasına gittikleri ve işleri yöneten meleklerin katına yükseldikleri için bu vasıflarla anılmışlardır.

c) Gaziler anlatılmaktadır. Yayları iyice gererek ok attıkları, oklarını kolayca fırlattıkları, karada hızla yürüdükleri ve denizde yüzdükleri, düşmanla savaşta yarışırcasına vuruşarak ileri geçtikleri ve savaş işlerini yürüttükleri için bu sıfatlarla nitelenmişlerdir.

d) Yıldızlardan söz edilmektedir. Bir ufuktan doğup diğerinden battıkları, bir burçtan diğerine yavaş ve düzenli bir şekilde akıp gittikleri, yörüngelerinde yüzerek yol aldıkları, hızları farklı olduğundan yarışır gibi birbirlerini geçtikleri ve Allah’ın koyduğu kanunlar uyarınca işlevlerini yerine getirdikleri için bu vasıflarla nitelenmişlerdir. Biz bu anlayışa daha yakın bir çeviri yapmış olduk.

Râzî âyetlerde bu mânaların hepsinin mevcut olma ihtimalinin bulunduğunu söylemiştir (daha fazla bilgi için bk. XXXI, 27-32; Şevkânî, V, 430-432; Elmalılı, VIII, 5552-5556; Ateş, X, 302-303).

Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 545-547
 

فَالْمُدَبِّرَاتِ اَمْراًۢ


الْمُدَبِّرَاتِ  kelimesi atıf harfi  فَ  ile birinci ayetteki  النَّازِعَاتِ ‘ya matuftur.  اَمْراً , ism-i fail  مُدَبِّرَاتِ ‘ın mef’ûlun bihi olup nasb alameti kesradır. Cemi müennes salim kelimeler hareke ile îrablanır.

مُدَبِّرَاتِ  kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan tef’il babının ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

فَالْمُدَبِّرَاتِ اَمْراًۢ


Ayet, tertip ve takip ifade eden atıf harfi  فَ  ile ile önceki ayetteki muksemun bihe atfedilmiştir.   

الْمُدَبِّرَاتِ , ism-i fail vezninde gelerek bu özelliğin hudûs ve yenilenmesine işaret etmiştir. الْمُدَبِّرَاتِ ‘nin mef’ûlü olan  اَمْراًۢ ‘deki nekrelik nev ve tazim ifade eder.

Yani, aşırı gitmeksizin ve kusur yapmaksızın kendilerine planlandığı gibi, kulların dünyevî ve uhrevî işlerini çekip çeviren vazifeli meleklere kasem olsun demektir.

Üzerine kasem edilen anılmamıştır. O da, daha sonra zikredilen kıyametin delaletiyle anlaşılıyor ki, ”mutlaka dirileceksiniz" cümlesidir. Dirilmenin gereği ise, zulmün yeryüzünde devam etmemesi, mükâfat ve ceza için ölümün onun başına mutlaka gelmesidir. Rabbin kullarına zulmedici değildir. (Rûhu’l Beyân)