ثُمَّ اِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | ثُمَّ | sonra |
|
2 | إِنَّ | şüphesiz |
|
3 | عَلَيْنَا | bize düşer |
|
4 | حِسَابَهُمْ | onların hesabı |
|
Kur’an’dan ve Hz. Peygamber’den yüz çeviren inkârcılar her ne kadar inkârlarında devam etseler de sonunda varacakları yerin Allah’ın huzuru olduğu ifade edilmiştir. Bu sebeple onların, 24. âyette anlatılan “en büyük azap”la cezalandırılmaktan kurtulmaları mümkün değildir. Zira hesaplarını başkasına değil Allah’a vereceklerdir. Hesap, insanların dünyadaki inanç ve davranışlarından dolayı âhirette sorguya çekilip yargılanmalarını ifade eder. Kur’an terminolojisinde hesap genellikle, “kötü davranışların dünyadaki (Talâk 65/8) ve daha çok da âhiretteki yansımaları ve sahiplerinin cezalandırılması” mânasında kullanılmıştır. Bununla birlikte iyi davranışların âhirette mükâfatlandırılması anlamı da vardır (hesap hakkında bilgi için bk. Emrullah Yüksel, “Hesap”, DİA, XVII, 240).
ثُمَّ اِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ
ثُمَّ tertip ve terahi ifade eden atıf harfidir. ثُمَّ edatı mertebe açısından terahi manasınadır. Yani; aralıklarla, zaman içinde serpiştirilerek peyderpey olabilecek durumları bildirmektedir.
İsim cümlesidir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder. عَلَيْنَا car mecruru اِنَّ ‘nin mahzuf mukaddem haberine mütealliktir.
حِسَابَهُمْ izafeti, اِنَّ ‘nin mukaddem ismine mütealliktir. Muttasıl zamir هُمْ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.ثُمَّ اِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ
Ayet, önceki ayete ثُمَّ ile atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur. Atıf harfi ثُمَّ rütbe ve terahi ifade eder.
اِنَّ ile tekid edilmiş, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi faide-i haber inkâri kelamdır. Cümlede takdim-tehir ve îcâz-ı hazif sanatları vardır. Car mecrur عَلَيْنَا , tekid harfi اِنَّ ‘nin mahzuf mukaddem haberine mütealliktir. حِسَابَهُمْ izafeti, muahhar mübtedadır. Müsnedün ileyhin izafetle marife olması onlara olan tehdidi artırmak içindir.
اِنَّ ’nin haberinin takdimi, ihtimam için değil, onların dönüşü inkar etmeleri sebebiyledir. İlk yaratanın dönüşü de cezalandırmayı da gerçekleştireceğine tembihtir. Ba’sin ispatı için idmâcdır. (Âşûr)
Cümle, azamet zamirine isnadla tazim edilmiştir.
Son iki ayet arasında murassa’ seci vardır.
Murassa’ seci: Terkip, mısra veya ayetteki lafızların hepsinin ya da çoğunun hem vezin bakımından hem de son harf bakımından aynı olması durumudur.
اِيَابَهُمْۙ - حِسَابَهُمْ kelimeleri arasında seci, muvazene, reddü’l-acüz ale’s-sadr ve lüzum ma la yelzem sanatları vardır.
Surenin bütün ayetleri kısa seci sanatı örnekleridir.
Belâgatın zirvesinde olan Kur’an-ı Kerîm’in bütün sureleri gibi bu kerim surenin ayetlerindeki lafzî ve manevi güzellikler, muhatabını hayran bırakmaktadır. Surenin sonunda konuyu en güzel şekilde bağlayarak mükemmel bir sonuç teşkil eden son iki ayet, sözün makama ve girişe uygun güzel bir şekilde tamamlanması olan hüsn-i intihâ sanatının en güzel örneklerindendir.
Kur’an surelerinin bitişi de girişi gibi beliğdir. Sureler o kadar güzel bir şekilde sona ermiştir ki muhatap artık başka bir şey duymak istemez. Sureler; dua-vasiyet, farzlar, tahmîd ve tehlîl, öğüt, vaat ve vaîd gibi sûrede işlenen konuya uygun bir sözle sona erer. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Bedî’ İlmi)