Leyl Sûresi 12. Ayet

اِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدٰىۘ  ...

Şüphesiz bize düşen sadece doğru yolu göstermektir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 إِنَّ şüphesiz
2 عَلَيْنَا bize aittir
3 لَلْهُدَىٰ doğru yola iletmek ه د ي
 

Kitap indirmek ve peygamber göndermek suretiyle hidayet ve dalâlet yollarını, hayrı ve şerri açıklamak Allah’a aittir. Bir önceki sûrede açıkça belirtildiği üzere Allah insana duyu ve bilgi vasıtaları, akıl ve irade vermiş; hayrı şerden, hakkı bâtıldan ayırma imkânını bahşetmiştir. 13. âyette Allah Teâlâ hem dünya hem de âhiret hayatının kendisine ait olduğunu ifade buyurarak, her iki dünyanın kendi yönetiminde olduğunu belirtmekte, dolayısıyla her iki dünyanın iyilik ve güzelliklerini O’ndan istememiz gerektiğini ima etmektedir. 

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa:634
 

اِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدٰىۘ


İsim cümlesidir.  اِنَّ  tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder.  عَلَيْنَا  car mecruru  اِنَّ ‘nin mahzuf mukaddem haberine mütealliktir. 

لَ  harfi  اِنَّ ’nin haberinin başına gelen lam-ı muzahlakadır. 

هُدٰىۘ  kelimesi  اِنَّ ‘nin muahhar ismi olup elif üzere mukadder fetha ile mansubdur.

هُدٰىۘ  maksur isimdir. Maksur isim; Sondan bir önceki harfi fethalı olup son harfi (ى) olan isimlere “maksur isimler” denir. Maksur isimler genellikle (ى) ile biter. Fakat çok az olarak ( ا ) ile biten maksur isimler de vardır. Maksur isimlerin sonunda yer alan bu harflere “elif-i maksure” denir.  اَلْفَتَى – اَلْعَصَا  gibi…

Maksur isimlerin îrab durumu şöyledir: Merfû halinde takdiri damme ile, mansub halinde takdiri fetha ile, mecrur halinde takdiri kesra ile îrab edilir. Yani maksur isimler merfû, mansub, mecrur hallerinde hep takdiri olarak (takdiren) îrab edilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

اِنَّ عَلَيْنَا لَلْهُدٰىۘ


Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. 

اِنَّ  ve lam-ı muzahlaka ile tekid edilmiş, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. Cümle azamet zamirine isnadla tazim edilmiştir.

Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden bu ve benzeri cümleler,  اِنّ , isim cümlesi ve lam-ı muzahlaka sebebiyle üç katlı tekid ifade eden çok muhkem cümlelerdir.

İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Cümlede takdim tehir sanatı vardır. Car mecrur  عَلَيْنَا , tekid harfi  اِنَّ ‘nin mahzuf mukaddem haberine mütealliktir.  لَلْهُدٰىۘ  kelimesi  اِنَّ nin muahhar ismidir.

لَلْهُدٰىۘ , bütün cinslere şamil masdar vezninde gelerek mübalağa ifade etmiştir. Masdarlar bir fiilin ihtiva ettiği bütün manaları içerirler. Yani; ism-i fail (etkin sıfat) ve ism-i mef’ûlu (edilgen sıfat) de ifade eder. 

[Gerçekten elbette doğru yolu göstermek yalnız bizim üzerimizedir] kaza ve kaderimiz gereği yahut hikmetimizin icabı hakka irşat etmek bizim üzerimizedir veya hidayet yolu bizim üzerimize demektir, Mesela subhan Allah’ın; وَعَلَى اللّٰهِ قَصْدُ السَّب۪يلِ [Doğru yol Allah’ın üzerinedir] (Nahl/9) ayeti gibi. (Beyzâvî, Ruhu’l Beyan)