İnşirâh Sûresi 6. Ayet

اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۜ  ...

Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 إِنَّ elbette (vardır)
2 مَعَ beraber
3 الْعُسْرِ her güçlükle ع س ر
4 يُسْرًا bir kolaylık ي س ر
 

Hz. Peygamber ve arkadaşları Mekke döneminde müşriklerin giderek türlü işkencelere kadar varan baskılarından acı çekiyorlardı. Bu durum hem peygamberi hem de müminleri üzüyordu. Yüce Allah resulünü ve müminleri teselli edip gönüllerini rahatlatmak için bu âyetleri indirerek sıkıntılardan sonra ferahlığın ve başarının geleceğini müjdelemiştir. Rivayete göre bu sûre inince Hz. Peygamber, 5 ve 6. âyetlerde güçlüğün yanında kolaylığın da bulunacağının iki defa zikredilmesini göz önüne alarak kendisine inananlara, “Müjdeler olsun! Size kolaylık geldi; artık bir güçlük iki kolaylığa asla galip gelemez!” buyurmuştu (Muvatta’, “Cihâd”, 6; Taberî, XXX, 151).

Oldukça muhtasar ve değişik şekillerde açıklanmaya elverişli olan “O halde önemli bir işi bitirince diğerine koyul” meâlindeki 7. âyetle ilgili olarak çok farklı yorumlar yapılmıştır (meselâ bk. Taberî, XXX, 152; Râzî, XXXII, 7). Bize göre İbn Âşûr’un, âyeti herhangi bir özel iş ve ibadetle sınırlamadan, “Önemli işlerden birini tamamlayınca ardından başka bir işe yönel ki böylece bütün vakitlerini önemli işlerle değer­lendirmiş olasın” şeklindeki açıklaması isabetli görünmektedir (XXX, 416-417). Bu yoruma göre âyette Resûlullah’a ve onun şahsında müslümanlara bütün vakitlerini hayırlı ve yararlı faaliyetlerle değerlen­dirmeleri, ibadet, dua, tebliğ ve irşad gibi dinî faaliyetlerin de; çalışma, üretme, öğrenme-öğretme, yardımlaşma ve dayanışma gibi dünyevî faaliyetlerin de hakkını vermeleri istenilmiştir. Son âyette ise kişinin, gerek çalışmasında gerekse ibadetinde yalnız Allah’a yönelmesi, her işini öncelikle O’nun rızasını gözeterek yapması, ne diliyorsa O’ndan dilemesi, ne istiyorsa O’ndan istemesi emredilmiştir. 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa:643-644
 

اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۜ


İsim cümlesiir.  اِنَّ  tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder. مَعَ الْعُسْرِ  car mecruru  اِنَّ ‘nin mahzuf mukaddem haberine mütealliktir. يُسْراً  kelimesi  اِنَّ ‘nin  muahhar ismi olup fetha ile mansubdur.
 

اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْراًۜ


İstînâfiyye olarak fasılla gelen ayet, önceki ayeti lafzen ve manen tekid içindir. Fasıl sebebi kemal-i ittisâldir.  اِنَّ  ile tekid edilmiş, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi faide-i haber inkârî kelamdır. 

Cümlenin  اِنَّ  ile tekidi, haberin ihtimamı içindir. (Âşûr)

Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden,  اِنَّ  ve isim cümlesi olmak üzere iki tekid içeren bu ve benzeri cümleler çok muhkem/sağlam cümlelerdir.

İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Cümlede takdim-tehir ve îcâz-ı hazif sanatları vardır. Car mecrur  مَعَ الْعُسْرِ  , tekid harfi  اِنَّ ‘nin mahzuf mukaddem haberine mütealliktir.  يُسْراً  kelimesاِنَّ ‘nin muahhar ismidir.

الْعُسْرِ ‘deki tarif cins için istiğraktır. Ahd için de olabilir. 

Müsnedün ileyhin nekre gelmesi tazim ve kesret ifade eder.

الْعُسْرِ’- يُسْراً  kelimeleri arasında cinası nakıs ve tıbâk-ı îcab sanatı vardır.

Manayı ruhlara ve kalplere iyice yerleştirmek için ikinci ayet birinciyi tekid etmek üzere yeniden söylenmiştir. Görüldüğü gibi burada anlamı güçlendirmek için cümlenin tekririyle (yeniden söylenmesiyle) ıtnâb yapılmıştır. Tekrirden asıl maksat ifadeyi güçlendirmek olmakla birlikte muhatabın dikkatini çekme ve bu yolla sözün tesirini artırma da sağlanır.  (Süleyman Gür, Kâzî Beyzâvî Tefsîrinde Belâgat İlmi ve Uygulanışı)

Bu cümle pekiştirme manası ifade etmek için tekrarlanmıştır. Ya da başlı başına öncekinden bağımsız yeni bir vaattir. Bu takdirde: bir zorluğa karşı âhiret sevabı gibi başka bir kolaylık daha getirilmek suretiyle iki kolaylık sağlanmaktadır. Bu tıpkı: ”Oruçlu için iki sevinç anı vardır. Birisi iftar sevinci, diğeri de Allah Teâlâ'ya kavuşma anındaki duyulacak sevinçtir," cümlesinde olduğu gibidir.

Şerhu'l-Menârda denir ki: ”Marife (elif-lamlı kelime) bir cümlede yine marife olarak tekrarlandı mı ikinci kelime birincinin aynıdır. Tıpkı bu sûredeki iki kez tekrarlanan الْعُسْرِ (zorluk) kelimesinde olduğu gibi."

Şerhu'l-Menâr müellifi, bu ifadesiyle, İbn Abbas'ın şu cümlesini kastetmektedir: ”Hiçbir zorluk iki kolaylığa üstün gelemez."

Fahru'l-İslâm ise, bu ayetin tefsirinde şöyle diyor: ”Bu suredeki ayetleri böyle yorumlamak tartışmalıdır. Çünkü ayet, bu manaya muhtemel olmadığı gibi ”Süvariyle mızrak vardır, süvariyle mızrak vardır," cümlesine göre süvarinin iki mızrağı olduğu manasına da muhtemel değildir. Tam tersine ikinci cümle birincinin tekidi yani pekiştirmesi mesabesindedir."

Buradaki ayet, tekide hamledilirse İbn Abbas'ın sözünü nasıl açıklayacağız diye sorulacak olursa deriz ki; herhalde İbn Abbas ”iki kolaylık" sözüyle, ayette yer alan يُسْراً (kolaylık) kelimesinin içindeki tazimi kastetmiş olsa gerektir. Böylece kolaylık, dünya ve ahiret kolaylığına şamil olmuş olur. Bu da aslında iki kolaylık sayılır. (Rûhu’l Beyân, Âşûr)