Alak Sûresi 12. Ayet

اَوْ اَمَرَ بِالتَّقْوٰىۜ  ...

Ne dersin, ya o (engellenen kul) hidâyet üzere ise; ya da takvayı (Allah’a karşı gelmekten sakınmayı) emrediyorsa!?  (11 - 12. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 أَوْ yahut
2 أَمَرَ emrederse ا م ر
3 بِالتَّقْوَىٰ korunmayı و ق ي
 

Müfessirlerin çoğunluğuna göre bu âyetler Hz. Peygamber’e hitap ederek onun ve müminlerin Kâbe önünde namaz kılmalarını engellemeye kalkışan Ebû Cehil’e karşı bir eleştiri ve uyarıdır. Ancak bunları genel anlamda bütün insanlık için bir uyarı olarak değerlendirmek daha uygun olur. Zira âyetlerin içeriği dikkate alındığında burada, belli tarihsel kişi ve olayların ötesine uzanılarak her dönemde görülen ve dinin sosyal hayatı iyilik, hak ve adalet ilkeleri yönünde şekillendirme işlevini engellemek isteyen bütün zorbaların eleştirildiği ve insanlığın onlara karşı uyarıldığı anlaşılmaktadır. 11-12. âyetler ise hem kendisi doğru yolda olan hem de başkalarına Allah’a saygılı olmayı ve sorumluluk şuuru içerisinde bulunmayı emreden bir kimsenin ibadetten veya dinin emirlerini yerine getirmekten engellenmesinin kesinlikle yanlış ve haksız olduğunu ifade eder. 

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: Sayfa: 654
 

اَوْ اَمَرَ بِالتَّقْوٰىۜ


اَوْ  atıf harfi tahyir/tercih ifade eder. Türkçedeki karşılığı “veya, yahut, yoksa” olan bu edat, iki unsur arasında (matuf-matufun aleyh) tahyir yani tercih (iki şeyden birini seçme) söz konusu olması durumlarında kullanılır. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

Fiil cümlesidir. اَمَرَ  fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. بِالتَّقْوٰى  car mecruru  اَمَرَ  fiilie mütealliktir. Şartın cevabı mahzuftur. Önce geçen taaccüp manası şartın cevabına delalet eder.
 

اَوْ اَمَرَ بِالتَّقْوٰىۜ


Ayet  اَوْ  atıf harfiyle gelmiştir. Bu harfin asıl anlamı veya olmakla beraber ‘ve, yani, hatta’ anlamları da vardır. (Kısa surelerin tefsiri). Burada da hatta manasını düşünebiliriz. 

اَمَرَ  fiili  كَانَ  cümlesine matuftur. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, S.107)

بِالتَّقْوٰى  car mecruru اَمَرَ  fiiline mütealliktir.

الْهُدٰىۙ - التَّقْوٰى  kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.

Ayet fiil cümlesidir. Hudûs ifade eder. Yani takvayı emretmek; gerektiği her halde tekrarlanmalıdır. Emretme fiilinin mef’ûlünün hazfi, icâz-ı hazif sanatıdır.

اَوْ اَمَرَ بِالتَّقْوٰىۜ [Veya kötülüklerden sakınmayı emrederse?] Baksana. Yani bak, gör, düşün, bil de haber ver, bakalım ne dersin? "Ya o kul doğru yolda olur, yahut kötülüklerden sakınmayı emrederse". Bu şart cümlesi olduğu için cevabı hazf edilmiştir. بِالتَّقْوٰىۜ  ve  يَنْهٰىۙ  fiillerindeki gizli zamirler عَبْداً [kul] a da, yasaklayana da ait olabilir. Ve ona göre hitabı da onun karşılığına yönelik olur. Kula ait olduğu takdirde hitap, yasaklayana çevrilmekle telvin edilmiş olur ki bu daha nüktelidir. Mana şu olur: "Düşünsene! Ey namaz kılan bir kulu alıkoyan azgın insan! Eğer o kul hidayet, doğruluk, hak üzere gitse yahut onunla beraber daha yükselerek diğerlerine de takva ile, Allah'tan korkup fenalıktan sakınmakla emretse ne olur? Fena mı olur? (Elmalılı)

Bu ayet-i kerime, aslında yasaklayan kimseyi, alaya almaktadır. Çünkü Allah'a ibadeti yasaklamak, putlara ibadeti emretmek asla hidayet üzere olmak değildir. (Rûhu’l Beyân)