قَالَ خُذْهَا وَلَا تَخَفْ۠ سَنُع۪يدُهَا س۪يرَتَهَا الْاُو۫لٰى
قَالَ خُذْهَا وَلَا تَخَفْ۠
Fiil cümlesidir. قَالَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. Mekulü’l-kavli, خُذْهَا ‘dır. قَالَ fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.
خُذْهَا sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri أنت ‘dir. Muttasıl zamir هَا mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
لَا تَخَفْ۠ cümlesi atıf harfi وَ ‘la خُذْهَا ‘ya matuftur. لَا nehiy harfi olup olumsuz emir manasındadır. تَخَفْ۠ meczum muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri أنت ‘dir.
سَنُع۪يدُهَا س۪يرَتَهَا الْاُو۫لٰى
سَنُع۪يدُهَا fiilinin başındaki سَ harfi tekid ifade eden istikbal harfidir. نُع۪يدُهَا merfû muzari fiildir. Faili müstetir olup takdiri نحن ‘dur. Muttasıl zamir هَا mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
س۪يرَتَهَا mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. Muttasıl zamir هَا muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. الْاُو۫لٰى kelimesi س۪يرَتَهَا ‘nın sıfatı olup elif üzere mukadder kesra ile mecrurdur.
Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapça’da sıfatın asıl adı na’t ( النَّعَتُ )dır. Sıfatın nitelediği isme de men’ut ( المَنْعُوتُ ) denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.
Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
قَالَ خُذْهَا وَلَا تَخَفْ۠
Ayet, istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
قَالَ fiilinin mekulü’l-kavli olan خُذْهَا cümlesi, emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.
Ayette birbirine atfedilmiş iki inşâ cümlesi vardır. Hükümde ortaklık nedeniyle makabline atfedilmiş وَلَا تَخَفْ۠ cümlesi nehiy üslubunda talebî inşâî isnaddır. İki cümle arasında inşâî olmak bakımından da mutabakat vardır.
سَنُع۪يدُهَا س۪يرَتَهَا الْاُو۫لٰى
Ta’liliyye olarak fasılla gelen cümlenin fasıl sebebi şibh-i kemâli ittisâldir. Ta’lil cümleleri ıtnâb babındandır.
Cümleye dahil olan istikbal harfi سَ tekid ifade eder. Müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır.
سَنُع۪يدُهَا ‘da, önceki ayetlerdeki gaib zamirinden azamet zamirine iltifat edilerek fiil tazim edilmiştir.
سِيرَت العصي ifadesinde istiare vardır. Çünkü buradaki س۪يرَتَ ile kastedilen yol ve âdettir. س۪يرَتَ kelimesinin asıl anlamı (İnsanın bir işini görürken iyi veya kötü bir yolda devam etmesi)dir. Nitekim; (Falanca vali bizim hakkımızda güzel bir yol izledi) veya (bizimle ilgili kötü bir yol takip etti) denir. (Şerîf er-Râdî, Kur’an Mecazları)
Biz onu ilk haline döndüreceğiz. Eski durum ve şekline demektir. س۪يرَتَ kelimesi سير 'den فعلة veznindedir, mecazen yol ve usule denilir. Harf-i cerin hazfi dolayısıyla mansubdur. (Beyzâvî-Keşşâf)
Bu ayetteki خُذْ fiiliyle, önceki ayetteki اَلْقٰي fiilleri arasında tıbâk-ı îcab sanatı vardır. Ayrıca bu cümleler arasında mukabele sanatı vardır. Cümlede هَا zamirlerinin tekrarı, asaya dikkat çekip önemini vurgulamak içindir. Ayrıca ıtnâb ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.