Enbiyâ Sûresi 53. Ayet

قَالُوا وَجَدْنَٓا اٰبَٓاءَنَا لَهَا عَابِد۪ينَ  ...

"Babalarımızı bunlara ibadet ediyor bulduk” dediler.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 قَالُوا dediler ki ق و ل
2 وَجَدْنَا bulduk و ج د
3 ابَاءَنَا babalarımızı ا ب و
4 لَهَا onlara
5 عَابِدِينَ tapıyorlar ع ب د
 
Hz. İbrâhim’in hikmetli, düşündürücü sorusuna putperest kavmi, “Atalarımızı bunlara tapar bulduk” diye cevap vermek suretiyle düşünceye değil taklide dayandıklarını itiraf etmişlerdir.
 
  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 686
 

قَالُوا وَجَدْنَٓا اٰبَٓاءَنَا لَهَا عَابِد۪ينَ

 

Fiil cümlesidir.  قَالُوا  damme üzere mebni mazi fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı fail olup mahallen merfûdur.

Mekulü’l-kavli,  وَجَدْنَٓا اٰبَٓاءَنَا لَهَا عَابِد۪ينَ ’dır. قَالُٓوا  fiilinin mef’ûlun bihi olarak mahallen mansubdur.

وَجَدْنَٓا  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri  نَا  fail olarak mahallen merfûdur.

اٰبَٓاءَنَا  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubdur. Mütekellim zamiri  نَا  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

لَهَا  car mecruru  عَابِد۪ينَ ’ye mütealliktirr.  عَابِد۪ينَ  kelimesi   وَجَدْنَٓا  fiilinin ikinci mef’ûlun bihi olup nasb alameti  ي dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.

عَابِد۪ينَ kelimesi sülâsî mücerred olan  عبد  fiilinin ism-i failidir. 

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi) 

Kalp fiilleri (iki mef’ûl alan fiiller); bir mef’ûl ile manası tamamlanamayıp ikinci mef’ûle ihtiyaç duyan fiillerdir. Bu fiiller isim cümlesinin önüne gelirler, mübtedayı ve haberi iki mef’ûl yaparak nasb ederler. 3 gruba ayrılırlar:

1. Bilmek manasında olanlar.

2. Sanmak manası ifade edenler, kesine yakın bilgi ifade ederler. “Sanmak, zannetmek, saymak, kendisine öyle gelmek” gibi manalara gelir.

3. Değiştirme manası ifade edenler. Aynı anlama gelmedikleri halde görevleri itibariyle onlara benzerliklerinden kalp fiilleri adı altına girmişlerdir.

Değiştirme manasına gelen fiiller “etti, yaptı, kıldı, edindi, dönüştürdü, değişik bir hale getirdi” gibi manalara gelir.

Bilgi ve zan fiillerinden sonra bazen  اَنَّ ’li ve  اَنْ ’li cümleler gelir, bu cümleler iki mef’ûl kabul edilir. Bilmek, sanmak ve değiştirme manasına gelen bu fiiller 3 şekilde gelebilir: 1) İki mef’ûl alanlar, 2) İki mef’ûlünü masdar-ı müevvel cümlesi olarak alanlar, 3) İki mef’ûlü hazif olanlar. Kalp fiilleri iki mamûlü arasında olduğunda amel etmeleri de etmemeleri de caizdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

قَالُوا وَجَدْنَٓا اٰبَٓاءَنَا لَهَا عَابِد۪ينَ

 

Beyanî istînâf olarak fasılla gelen cümlenin fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. 

Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

قَالُوا  fiilinin mekulü’l-kavli olan  وَجَدْنَٓا اٰبَٓاءَنَا لَهَا عَابِد۪ينَ  cümlesi, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Car mecrur  لَهَا , amili olan  عَابِد۪ينَ ’ye siyaktaki önemine binaen takdim edilmiştir.

Ayetteki, [Biz atalarımızı, bunların tapıcıları olarak bulduk] ifadesine gelince: O topluluk buna cevap vermek için ancak daha fazla yadırgama ve kınamayı gerektiren taklit yoluna başvurmuşlardır. Çünkü kendileri bir hata üzerinde olduklarında babalarının o yolu tercih etmiş olması onları bu hatadan korumaz. (Fahreddin er-Râzî)