كَذٰلِكَ سَلَكْنَاهُ ف۪ي قُلُوبِ الْمُجْرِم۪ينَۜ
كَذٰلِكَ سَلَكْنَاهُ ف۪ي قُلُوبِ الْمُجْرِم۪ينَۜ
كَ harf-i cerdir. مثل kelimesi “gibi” demektir. Bu ibare, amili سَلَكْنَاهُ olan mahzuf mef’ûlün mutlaka mütealliktir. Takdiri, سلكنا تكذيبه (Yalanlamayı soktuk) şeklinedir.
ذا işaret ismi, sükun üzere mebni mahallen mecrur, ism-i mecrurdur. ل harfi buud yani uzaklık belirten harf, ك ise muhatap zamiridir.
سَلَكْنَاهُ sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri ناَ fail olarak mahallen merfûdur. Muttasıl zamir ه mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.
ف۪ي قُلُوبِ car mecruru سَلَكْنَاهُ fiiline mütealliktir. الْمُجْرِم۪ينَ muzâfun ileyh olup cer alameti ى’dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanırlar.
الْمُجْرِم۪ينَ sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babından ism-i faildir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimedir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
كَذٰلِكَ سَلَكْنَاهُ ف۪ي قُلُوبِ الْمُجْرِم۪ينَۜ
İstînâfiyye olarak fasılla gelen bu ayette Allah Teâlâ, mütekellim olarak azamet zamiriyle hitap etmiştir. Fiilin azamet zamirine isnadı tazim ifade eder. Cümlede îcâz-ı hazif vardır. كَذٰلِكَ , amili سَلَكْنَاهُ olan mahzuf mef’ûlü mutlaka mütealliktir.
Cümle müspet muzari fiil sıygasında, faide-i haber ibtidaî kelamdır.
كَذٰلِكَ kendinden önceki bir manaya işaret eder. Ancak çoğu zaman o da müstakil bir lafız değildir. Burada hem كَ hem de ذٰ işaret ismi aynı şeye işaret eder. Dolayısıyla bu durumu benzetecek yine kendisinden daha mükemmel bir şey bulunmadığını ifade eder. (Muhammed Ebu Musa, Hâ-Mîm Sureleri Belâgî Tefsiri, c. 5, s. 101)
ف۪ي قُلُوبِ الْمُجْرِم۪ينَ ifadesindeki ف۪ي harfinde istiare-i tebeiyye vardır. ف۪ي harfindeki zarfiyet manası dolayısıyla kalp içine girilebilen maddi bir şeye benzetilmiştir. Burada ف۪ي harfi kendi manasında kullanılmamıştır. Çünkü kalp hakiki manada zarfiyeye yani içine girilmeye müsait değildir. Mücrimlerin duygularına nüfuz etmekteki derecenin ifadesi için bu harf kullanılmıştır. Câmi’, her ikisindeki mutlak irtibattır. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Beyan İlmi)
Cümlede temsilî istiare vardır. Onlarda inkarın, saplantı, vazgeçemeyecekleri bir düşünce halini alması, ‘’kalplerine sokmak’’ tabiriyle ifade edilmiştir.
‘’Böylece onu günahkârların kalplerine soktuk’’ ifadesindeki هُ zamiri küfre aittir, çünkü ‘’ona iman etmezlerdi’’ kavli onu göstermektedir. Bu durumda ayet küfrün Allah'ın yaratması ile olduğunu gösterir. Şöyle de denilmiştir: Zamir Kur'an'a racidir yani onu kalplerine soktuk; manalarını ve mucizeliğini bildiler, sonra da inatlarından ona iman etmediler. (Beyzâvî)
Bu da Hz. Muhammed’i teselli eden ayetler zincirindendir. (Fahreddin er-Râzî)
المُجْرِمُونَ kelimesindeki tarif; suçlarının kemâlini ifade eder. (Âşûr)