Şuarâ Sûresi 39. Ayet

وَق۪يلَ لِلنَّاسِ هَلْ اَنْتُمْ مُجْتَمِعُونَۙ  ...

İnsanlara da “Siz de toplanır mısınız?” denildi.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَقِيلَ ve denildi ق و ل
2 لِلنَّاسِ halka da ن و س
3 هَلْ musunuz?
4 أَنْتُمْ siz de
5 مُجْتَمِعُونَ toplanıyor ج م ع
 
Hz. Mûsâ’ya verilen mûcizeler karşısında şaşkına dönen Firavun, çevresindekilerin bundan etkilenmesini önlemek için Mûsâ’yı onlara becerikli, büyük bir sihirbaz olarak tanıtmaya çalıştı. Sihir yoluyla halkı tesir altına alıp yurtlarından çıkararak orada kendi hükümranlığını kurmak istediğini söyledi ve bunu önlemek için neler yapılabileceğine dair çevresindekilerin görüşlerine başvurdu. Onlar da ülkedeki bütün yetenekli sihirbazları toplayarak Mûsâ’ya karşı mücadele etmesini tavsiye ettiler. Bunun üzerine Firavun gereken emri verdi; ülkenin her tarafına görevliler gönderilerek sihirbazlar toplandı. Karşılaşma zamanı olarak da halkın bir araya toplandığı bayram günü kuşluk vakti tayin edildi (krş. Tâhâ 20/59). O dönemde Mısır’daki mevcut kültürde sihrin önemli yeri vardı; sihirbazlar bu kültürün rahipleri olarak saygın bir konuma sahipti. Dolayısıyla onların Hz. Mûsâ’ya galip gelmeleri, halkın gözünde bu konumlarını daha da pekiştirecekti. Bu sebeple devlet ileri gelenleri “Sihirbazlar üstün gelirlerse –ki ümidimiz budur– herhalde onların yolundan gideriz” diyerek halka moral vermeye çalıştılar (41-51. âyetlerin açıklaması için bk. A‘râf 7/113-126).
 

وَق۪يلَ لِلنَّاسِ هَلْ اَنْتُمْ مُجْتَمِعُونَۙ

 

وَ  atıf harfidir.  ق۪يلَ  fetha üzere mebni, meçhul mazi fiildir.  لِلنَّاسِ  car mecruru  ق۪يلَ  fiiline mütealliktir.

هَلْ اَنْتُمْ مُجْتَمِعُونَ  naib-i faili olarak mahallen merfûdur.

هَلْ  istifham harfidir. Muzari fiile dahil olursa manayı istikbale çevirir. Ancak muzari fiil istikbal ifade ediyorsa bu fiile dahil olmaz.

Munfasıl zamir  اَنْتُمْ  mübteda olarak mahallen merfûdur.  مُجْتَمِعُونَ  mübtedanın haberi olup ref alamet  و ‘dır. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır. 

مُجْتَمِعُونَ  kelimesi, sülâsi mücerrede iki harf ilave edilerek mezid yapılan iftiâl babının ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

وَق۪يلَ لِلنَّاسِ هَلْ اَنْتُمْ مُجْتَمِعُونَۙ

 

Önceki ayete matuf olan ayet, mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.  ق۪يلَ  fiili, meçhul bina edilerek mef’ûle dikkat çekilmiştir.

ق۪يلَ  fiilinin naib-i faili olan mekulü’l-kavli  هَلْ اَنْتُمْ مُجْتَمِعُونَ , mübteda ve haberden müteşekkil isim cümlesi, istifham üslubunda talebî inşâî isnaddır.

Cümle istifham üslubunda gelmiş olmasına rağmen cevap bekleme kastı olmayan bir soru olduğu için mecaz-ı mürsel mürekkebdir. Soruda tecâhül-i ârif sanatı vardır.

لِلنَّاسِ ‘deki marifelik örfî istiğrak içindir. O kimseler Firavun’un (Menfis) veya (Tıybe) denilen beldesinin insanlarıdır. (Âşûr)

هَلْ , belâgî bir nükte için isim cümlesinin başına gelebilir. Bu nükte de zamana bağlı olmaksızın bu fiilin devam etmesini istemektir. Buralarda hemze de gelebilirdi ama o zaman bu belâgî nükte kaybolurdu. Çünkü hemze, âdeten ismin başına gelebilir. Ama  هَلْ  âdeten fiilin başına geldiği için muhatabın dikkatini çeker. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur’an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

"Onlar, her İki taraftan sudur edecek olan şeyi görüp müşahede etmeleri için toplanmaya teşvik olundular" anlamındadır. (Fahreddin er-Râzî)  

هَلْ اَنْتُمْ مُجْتَمِعُونَۙ [Siz de toplanıyorsunuz değil mi?] cümlesi, insanların yavaş toplandığını ifade etmekte olup maksat, acele etmelerini sağlamak ve onları buna teşvik etmektir. Nitekim bir adam kölesinin hızlı hareket etmesini ve süratli gitmesini teşvik etmek istediğinde  هَلْ أنْتَ مُنْطَلِقٌ (Hareket ediyorsun değil mi?) der; böylece ona, adeta kendisi dururken insanların oraya doğru gittiği izlenimi verilir. (Keşşâf)