Şuarâ Sûresi 76. Ayet

اَنْتُمْ وَاٰبَٓاؤُ۬كُمُ الْاَقْدَمُونَ  ...

İbrahim, şöyle dedi: “Sizin ve geçmiş atalarınızın taptığı şeyleri gördünüz mü?”  (75 - 76. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 أَنْتُمْ siz
2 وَابَاؤُكُمُ ve atalarınız ا ب و
3 الْأَقْدَمُونَ eski ق د م
 

Bu âyetlerin zâhirinden anlaşıldığı üzere Hz. İbrâhim’in kavmi ay, güneş ve yıldızlara veya bunların yerdeki sembolü olan putlara tapıyorlardı. Bu toplumun gökyüzündeki en büyük tanrıları güneş, yeryüzündeki en büyük tanrıları ise onun temsilcisi olan Baal adındaki put idi. Onlara göre insanların hayatını putlar yönetiyordu, yaratma ve yok etme işini de zaman yapıyordu (İbn Âşûr, XIX, 141). İşte Hz. İbrâhim, kavminin Allah’ı bırakıp da tapmış oldukları bütün tanrıların uydurma, onlara tapanların da yanlış yolda olduklarına işaret etmiş, bundan sonra da gerçek ve tapılmaya lâyık olan tanrının yaratan, hidayete erdiren, yediren, içiren, şifa veren, öldüren, hayat veren ve kıyamet gününde günahları bağışlayan Allah Teâlâ olduğuna dikkat çekmiştir.

 


 

اَنْتُمْ وَاٰبَٓاؤُ۬كُمُ الْاَقْدَمُونَ

 

Munfasıl zamir  اَنْتُمْ, önceki ayette geçen تَعْبُدُونَ ’deki fail zamirini tekid içindir. Mahallen merfûdur.

اٰبَٓاؤُ۬كُمُ  atıf harfi و ’la makabline matuftur. Muttasıl zamir  كُمُ  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.

الْاَقْدَمُونَ  kelimesi  اٰبَٓاؤُ۬كُمُ ’un sıfatı olup ref alameti و ’dır. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanırlar.

Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapçada sıfatın asıl adı “na’t (النَّعَتُ)”dır. Sıfatın nitelediği isme de “men’ut (المَنْعُوتُ)” denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.

Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir.

Sıfat iki kısma ayrılır:

1. Hakiki sıfat

2. Sebebi sıfat

HAKİKİ SIFAT 

1. Müfred olan sıfatlar

2. Cümle olan sıfatlar olmak üzere ikiye ayrılır.

1. MÜFRED OLAN SIFATLAR

Müfred olan sıfatlar genellikle ism-i fail, ism-i mef’ûl, mübalağalı ism-i fail, sıfat-ı müşebbehe, ism-i tafdil, masdar, ism-i mensub ve sayı isimleri şeklinde gelir.

Sıfat mevsûfuna: cinsiyet, adet, marifelik - nekrelik ve îrab bakımından uyar.

Not: Gayri akil (akılsız çoğullar) mevsûf olarak geldiğinde sıfatını müfred müennes olarak da alır.

2. CÜMLE OLAN SIFATLAR: Üçe ayrılır: 1- İsim cümlesi olan sıfatlar, 2- Fiil cümlesi olan sıfatlar, 3- Şibh-i cümle olan sıfatlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

اَنْتُمْ وَاٰبَٓاؤُ۬كُمُ الْاَقْدَمُونَ

 

اَنْتُمْ , önceki ayetteki  تَعْبُدُونَ ’deki zamiri tekid içindir. 

الْاَقْدَمُونَ  kelimesiوَاٰبَٓاؤُ۬كُمُ  için sıfattır. Dolayısıyla cümlede ıtnâb sanatı vardır.

Sıfat, tâbi olduğu kelimenin sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için kullanılan bir açıklama biçimidir. Sıfatın kullanılmasının, matbusunun daha iyi tanınması, övülmesi, yerilmesi, pekiştirilmesi, acındırılması, kapalılığının giderilmesi, tahsis edilmesi gibi maksatları vardır. Itnâb, bazen de sıfatlar vasıtasıyla yapılmaktadır. (Ar. Gör. Ömer Kara, Belâgat İlminde İki İfade Biçimi: Itnâb-Îcâz (I) Kur’an Metninin Anlaşılmasındaki Rolü Üzerine Bir Deneme)

“Şimdi gördünüz mü, gerek sizin gerek daha önceki atalarınızın neye tapmakta olduğunuzu” diye cevap verdi. O, bu ifadesi ile batılın yeni veya eski, onu yapanların az veya çok olması ile değişmeyeceğini anlatmak istemiştir. (Fahreddin er-Râzî)

آباؤُكم  kelimesi  أنْتُمْ  zamirine atfedilmiştir. Böylece bu, eskilerin onlara taptığını bildiği halde bu putlara ilgisizliğini ziyadesiyle göstermek için onların tapınmayı hak ettiği konusundaki şüphelerini geçersiz kılmayı da içeriyordu. (Âşûr)