Neml Sûresi 35. Ayet

وَاِنّ۪ي مُرْسِلَةٌ اِلَيْهِمْ بِهَدِيَّةٍ فَنَاظِرَةٌ بِمَ يَرْجِعُ الْمُرْسَلُونَ  ...

“Ben onlara bir hediye gönderip, elçilerin ne haber ile döneceklerine bakacağım.”
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَإِنِّي şüphesiz ben
2 مُرْسِلَةٌ göndereyim ر س ل
3 إِلَيْهِمْ onlara
4 بِهَدِيَّةٍ bir hediye ه د ي
5 فَنَاظِرَةٌ ve bakayım ن ظ ر
6 بِمَ ne ile
7 يَرْجِعُ dönecekler ر ج ع
8 الْمُرْسَلُونَ elçiler ر س ل
 
Süleyman aleyhisselâmın mektubunu alan melike devlet ileri gelenlerini toplayarak mektubun içeriği hakkında bilgi vermiş, ne yapmaları gerektiği konusunda kendileriyle istişarede bulunmuştur. Danışmanları ülkenin savaş gücü hakkında bilgi verdikten sonra nihaî kararın kraliçeye ait olduğunu ifade etmişlerdir. Kraliçe, savaşın başarısızlıkla neticelenmesi durumunda düşman istilâsının kötü sonuçlarını anlatarak meseleyi barış yoluyla çözmenin daha uygun olacağını ifade etmiş, barıştan yana olduğunu göstermek üzere Hz. Süleyman’a hediyeler göndermiş ve sonunu beklemiştir. Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 194
 

وَاِنّ۪ي مُرْسِلَةٌ اِلَيْهِمْ بِهَدِيَّةٍ فَنَاظِرَةٌ بِمَ يَرْجِعُ الْمُرْسَلُونَ

 

Ayet atıf harfi  وَ ‘la mekulü’l-kavl’e matuftur. 

İsim cümlesidir.  اِنَّ  tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder.  ي  mütekellim zamiri  اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur.

مُرْسِلَةٌ  kelimesi  اِنَّ ’nin haberi olup lafzen merfûdur.  اِلَيْهِمْ  car mecruru  مُرْسِلَةٌ ‘e  müteallıktır.  بِهَدِيَّةٍ  car mecruru  مُرْسِلَةٌ ‘e mütealliktir. 

نَاظِرَةٌ  atıf harfi  فَ  ile  مُرْسِلَةٌ ‘e matuftur.

مَ  istifhâm ismi  بِ  harf-i ceriyle  يَرْجِعُ  fiiline mütealliktir.

يَرْجِعُ الْمُرْسَلُونَ  cümlesi, ism-i fail  نَاظِرَةٌ ‘ün mef’ûlun bihi olarak mahalen mansubdur.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata), hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. İsm-i failin fiil gibi amel şartları şunlardır: 

1. Harfi tarifli (ال) olmalıdır. 2. Haber olmalıdır. 3. Sıfat olmalıdır. 4. Hal olmalıdır. 

5. Kendisinden önce nefy (olumsuzluk) edatı bulunmalıdır. 

6. Kendisinden önce istifham (soru) edatı bulunmalıdır.

Şartlardan birinin bulunması amel etmesi için yeterlidir. Bu amel şartlarından birini taşıyan ism-i fail kendisinden sonra fail ve mef’ûl alabilir. Bu fail veya mef’ûl bazen ism-i failin muzâfun ileyhi konumunda da gelebilir. İsm-i fail tercüme edilirken umumiyetle muzari manası verir. Nadiren mazi manası da olabilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

يَرْجِعُ  merfû muzari fiildir.  الْمُرْسَلُونَ  fail olup ref alameti  و ‘dır. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.

مُرْسِلَةٌ  kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i failidir.

نَاظِرَةٌ  kelimesi; sülâsî mücerredi  نظر  olan fiilin ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

مُرْسَلُونَ  kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i mef’ûlüdür.
 

وَاِنّ۪ي مُرْسِلَةٌ اِلَيْهِمْ بِهَدِيَّةٍ فَنَاظِرَةٌ بِمَ يَرْجِعُ الْمُرْسَلُونَ

 

Ayet atıf harfi  وَ ’la mekulü’l-kavle atfedilmiştir. Cümlenin atıf sebebi hükümde ortaklıktır.  اِنَّ  ile tekid edilmiş sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır.  اِنَّ ’nin haberi  مُرْسِلَةٌ , ism-i fail kalıbında gelerek, iki car mecrur  اِلَيْهِمْ  ve  بِهَدِيَّةٍ  için müteallak olmuştur.

İsm-i fail veznindeki  فَنَاظِرَةٌ , haber olan  مُرْسِلَةٌ ’e matuftur.

Mecrur mahaldeki  فَنَاظِرَةٌ ’a müteallik olan  بِمَ يَرْجِعُ الْمُرْسَلُونَ  cümlesi, istifham üslubunda talebî inşâî isnaddır. Mecrur mahalde  يَرْجِعُ  fiiline müteallik istifham ismi  مَا ‘nın elif harfi harf-i cere bitişmesi sebebiyle hazf edilmiştir.

Ne ile” manasındaki  بِمَ  lafzından elifin düşmesi haber  مَا ’sı ile arasındaki farkı göstermek içindir. Bununla birlikte bu elifin yazılması da caiz olabilir. (Kurtubî)

Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden bu ve benzeri cümleler,  اِنَّ  ve isim cümlesi sebebiyle muhkem cümlelerdir. 

İsim cümleleri, mübteda ve haberden oluşur. Zaman ifade etmez. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

يَرْجِعُ  -  الْمُرْسَلُونَ  kelimeleri arasında tıbâk-ı hafî sanatı vardır.

هَدِيَّةٍ ’deki tenvin kesret, tazim ve nev için olabilir.

بِمَ يَرْجِعُ الْمُرْسَلُونَ  cümlesi nasb mahallinde  نَاظِرَةٌ ’un mef’ûludür. İsm-i fail olan  نَاظِرَةٌ , fiil gibi amel ederek mef’ûl almıştır.

مُرْسِلَةٌ  -  مُرْسَلُونَ  kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.

Bu söz, onun yapmaya azmettiği şeyi, onlara(ileri gelenlere) açıklamasının mukaddimesi niteliğindedir ve yapmak istediği şeyin sebebini ihtiva eder. (Âşûr)

بِهَدِيَّةٍ  kelimesindeki  بِ  harf-i ceri musahabe içindir. (Âşûr) 

ناظِرَةٌ  kelimesi  نَظَرَ ‘dan ism-i faildir ve burada انْتَظَرَ (beklemek) manasındadır. Yani Melike’nin bekleyeceğini ifade etmektedir. بِمَ يَرْجِعُ المُرْسَلُونَ  cümlesi ise  فَناظِرَةٌ  ifadesi için açıklama cümlesi veyahut müste’nefedir. (Âşûr)

بِمَ يَرْجِعُ المُرْسَلُونَ  cümlesinde  بِ  harfi- ceri  يَرْجِعُ  fiiline mütealliktir. İlişkilerinden dolayı istifham harfi olan  ما  ile birlikte müteallikına takdim edilmiştir. Çünkü istifham kelamın başında bulunur. (Âşûr)