Neml Sûresi 77. Ayet

وَاِنَّهُ لَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِن۪ينَ  ...

Şüphesiz o, elbette mü’minler için bir hidayet ve bir rahmettir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَإِنَّهُ ve elbette O
2 لَهُدًى bir yol göstericidir ه د ي
3 وَرَحْمَةٌ ve rahmettir ر ح م
4 لِلْمُؤْمِنِينَ mü’minlere ا م ن
 

“İsrâiloğulları” ifadesi hem yahudileri hem de ilk hıristiyanları içermektedir (bk. Zemahşerî, III, 159; Esed, II, 776). Zira her iki grup da Eski Ahid’e bağlı oldukları halde orada daha önce açıkça ortaya konmuş olan birçok temel gerçek üzerinde sonradan ayrılığa düşmüşler, neticede birbirlerini yalanlamış hatta lânetlemişlerdir. Kur’an’ın mesajı evrensel olmakla birlikte Ehl-i kitabın inanç ve kültürlerinin insanlığın büyük bir kısmı üzerindeki etkisinden dolayı açıklamanın İsrâiloğulları’na yapıldığı söylenmiştir. Kur’an’ın, İsrâiloğulları’nın ihtilâf ettiği meselelerin hepsini değil de çoğunu açıklamış olması, ihtilâf konusu bazı meselelerin âhirette açıklanacağına (Esed, II, 776), bazılarının ise açıklanmasına ihtiyaç bulunmadığına işaret etmektedir (İbn Âşûr, XX, 30-31).

Kur’an bütün insanlığa doğru yolu gösteren bir kılavuz, onları her türlü kötülükten ve bunun neticesi olan azaptan koruyan bir rahmet olmakla birlikte inanmayanlar onun hidayetinden faydalanamadıklarından dolayı 77. âyette Kur’an sadece “müminler için bir hidayet rehberi ve bir rahmet” olarak tanıtılmıştır. Yukarıda da işaret edildiği üzere gerek Hz. Peygamber’i yalancılıkla itham edenler hakkında gerekse Ehl-i kitabın bu dünyada ihtilâfa düşüp birbirlerini yalanladıkları konularda Allah âhirette gereken açıklamayı yapacak, hikmet ve adâletiyle aralarında hükmünü verecektir.

 

وَاِنَّهُ لَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِن۪ينَ

 

وَ  atıf harfidir.  اِنَّ  tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder.  هُ  muttasıl zamiri  اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur. 

لَ  harfi  اِنَّ ’nin haberinin başına gelen lam-ı muzahlakadır.  هُدًى  kelimesi  اِنَّ ’nin haberi olup elif üzere mukadder damme ile merfûdur. رَحْمَةٌ  atıf harfi   وَ  ‘la makabline matuftur.  لِلْمُؤْمِن۪ينَ  car mecruru  رَحْمَةٌ ‘e mütealliktir.  مُؤْمِن۪ينَ  kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

وَاِنَّهُ لَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِن۪ينَ

 

Ayet  وَ ’la önceki ayete atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır.

اِنَّ  ve lam-ı muzahlaka ile tekid edilmiş isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır.

Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden bu ve benzeri cümleler,  اِنَّ  , isim cümlesi ve lam-ı muzahlaka sebebiyle üç katlı tekid ifade eden çok muhkem cümlelerdir. Birden fazla tekid içererek, onun müminler için yol gösterici olduğunu kesin bir dille belirtmiştir.

İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa, asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Özellikle müminleri söz konusu etmesi yararlananların onlar olmasından dolayıdır. (Kurtubî)   

لِلْمُؤْمِن۪ينَ  ‘nin müteallakı olan  رَحْمَةٌ  kelimesiهُدًى ’e matuftur. Atıf sebebi tezâyüftür.

هُدًى  -  رَحْمَةٌ  kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.