Ahzâb Sûresi 42. Ayet

وَسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَاَص۪يلاً  ...

O’nu sabah akşam tespih edin.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَسَبِّحُوهُ ve O’nu tesbih edin س ب ح
2 بُكْرَةً sabah ب ك ر
3 وَأَصِيلًا akşam ا ص ل
 

Öncelikle “anma”nın konusu ve şekli sınırlanmadan çok olması teşvik edilmiş, sonra, muhtemelen namazlar kastedilerek tenzih şeklindeki anmaya yönlendirme yapılmıştır. Allah’ı dil ve gönülle anmak, O’nu düşünmek ve bilincinde tutmak kulluğun vazgeçilmez enerjisini, hayat damarını teşkil etmektedir.

 


 Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 389
 

وَسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَاَص۪يلاً

 

Ayet, atıf harfi وَ ’la önceki ayetteki  اذْكُرُوا ’ya matuftur. 

سَبِّحُوهُ  damme üzere mebni emir fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı fail olup mahallen merfûdur. Muttasıl zamir  هُ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur.

بُكْرَةً  zaman zarfı,  سَبِّحُو  fiiline mütealliktir. اَص۪يلاً  atıf harfi وَ ’la makabline matuftur.

سَبِّحُوهُ  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil tef’il babındandır. Sülâsîsi  سبح ’dir.

Bu bab, fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.

 

وَسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَاَص۪يلاً

 

Ayet öncesine atıf harfi وَ ’la atfedilmiştir. Emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır.

بُكْرَةً  ve اَص۪يلاً  zaman zarfları, سَبِّحُو  fiiline mütealliktir.

بُكْرَةً  -  اَص۪يلاً  kelimeleri arasında tıbâk-ı îcab sanatı vardır. 

Yani dillerinizi hallerinizin çoğunda tesbih, tehlîl, tahmîd ve tekbîr ile meşgul ediniz. Mücahid dedi ki: Bu sözleri abdestli, abdestsiz ve cünüp olan herkes söyleyebilir. Bunun, O'na dua edin, anlamında olduğu da söylenmiştir. (Kurtubî)  

وَسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَاَص۪يلاً  [Ve O'nu sabah-akşam tesbîh edin.] Yani Allah'ı, günün başında da sonunda da kendisine layık olmayan vasıflardan tenzih edin.

Burada sabah-akşam vakitlerinin zikre tahsis edilmesi, tesbihi bu vakitlere hasredip diğer vakitlerde yapmamak anlamında değil, fakat bu iki vaktin diğer vakitlerden daha faziletli, olduklarını belirtmek içindir. Çünkü bu iki vaktin zikir ve tesbihleri meleklerce şahitlidir. Nitekim tesbih de zikir kapsamına dahil olduğu halde ayrıca zikredilmesi de zikirler içinde umde sayılmasından dolayıdır. Diğer bir görüşe göre ise her iki fiil zikretmek ile tesbih etmek de anılan iki vakte müteveccihtir. Bir diğer görüşe göre ise tesbihten murat, namazdır. (Ebüssuûd)