مَلْعُون۪ينَۚۛ اَيْنَ مَا ثُقِفُٓوا اُخِذُوا وَقُتِّلُوا تَقْت۪يلاً
İslâm dini, farklı inanç sahipleriyle birlikte yaşamayı reddetmiyor. Farklı inanan ve yaşayanlar yapılan sözleşmeye ve ülkenin kanun-larına, kurallarına riayet ettikleri sürece genel kural olarak müslümanların hak ve özgürlüklerinden yararlanarak yaşarlar ve gelişirler. Müslüman olmayan tebaa sözleşmeyi bozar, müslümanlara karşı düşmanlarla iş birliği yapar veya ülkenin kanunlarına, genel ahlâka ve kamu düzenine aykırı davranırlarsa önce uyarılırlar, sonra da –içinde sürgün ve ölümün de bulunduğu– çeşitli cezalara çarptırılırlar. Medine’de bulunan münafıklarla kalplerinde çürüklük bulunanlar; yani iman-inkâr arasında gidip gelenler, sûrenin başından beri örnekleri verilen çeşitli kötü fiilleri işlemişlerdi. Bunlar içinde halkın moralini bozmak için durmadan asılsız haber yayanlar, müslüman akıncıların harekâtı hakkında olumsuz yalan bilgiler verenler de vardı. Âyetler bunlara bir ders verme zamanının geldiğini bildiriyor ve gerekli uyarıyı yapıyor.
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 401
مَلْعُون۪ينَۚۛ اَيْنَ مَا ثُقِفُٓوا اُخِذُوا وَقُتِّلُوا تَقْت۪يلاً
Ayet önceki ayetteki لَا يُجَاوِرُونَكَ ’deki failin hali olup nasb alameti ي ’dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.
اَيْنَ مَا şart manalı iki fiili cezm eden mekân zarfıdır.
ثُقِفُٓوا şart fiili olup damme üzere mebni, meçhul mazi fiildir, mahallen meczumdur. Zamir olan çoğul و ’ı naib-i fail olup mahallen merfûdur.
فَ karinesi olmadan gelen اُخِذُوا cümlesi şartın cevabıdır.
اُخِذُوا damme üzere mebni,meçhul mazi fiildir, mahallen meczumdur. Zamir olan çoğul و’ı naib-i fail olup mahallen merfûdur.
قُتِّلُوا atıf harfi وَ ’la makabline matuftur. تَقْت۪يلاً mef’ûlü mutlak olup fetha ile mansubdur.مَلْعُون۪ينَۚۛ اَيْنَ مَا ثُقِفُٓوا اُخِذُوا وَقُتِّلُوا تَقْت۪يلاً
مَلْعُون۪ينَۚ, önceki ayetteki يُجَاوِرُونَكَ fiilinin failinin halidir. Hal, manayı tamamlamak ve pekiştirmek için yapılan tetmim ıtnâbıdır.
İstînâfiyye olarak fasılla gelen اَيْنَ مَا ثُقِفُٓوا اُخِذُوا وَقُتِّلُوا تَقْت۪يلاً cümlesinde اَيْنَ مَا şart edatıdır. Mef’ûle dikkat çekmek için meçhul bina edilen ثُقِفُٓوا, şart fiilidir. Müspet mazi fiil sıygasında, faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Mazi fiil sebata, temekküne ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, s. 107)
فَ karinesi olmadan gelen cevap cümlesi اُخِذُوا , müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Şart ve cevap cümlelerinden müteşekkil terkip, şart üslubunda faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Haber cümlesi yerine şart üslubunun tercih edilmesi, şart üslubunun daha beliğ ve etkili olmasındandır.
Nahivcilere göre şart fiili olarak kullanılan mazi fiil gelecek zaman ifade eder. (Fâdıl Sâlih Samerrâî, Beyânî Tefsîr Yolu, c. 2, s. 88)
Aynı üslupta gelen وَقُتِّلُوا تَقْت۪يلاً cümlesi şartın cevabına matuftur. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır.
Mazi fiil sebata, temekküne ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, s. 107)
تَقْت۪يلاً kelimesi, tekid ifade eden mef’ûlu mutlaktır.
ثُقِفُٓوا - اُخِذُوا kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır.
قُتِّلُوا - تَقْت۪يلاً kelimeleri arasında cinas-ı iştikak ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatı vardır.
قُتِّلُوا تَقْت۪يلاً cümlesinde, tekîd için vurgu için fiille birlikte mastarı getirilmiştir. (Sâbûnî, Safvetu't Tefasir)
اُخِذُوا وَقُتِّلُوا تَقْت۪يلاً “Nerede ele geçirilirlerse...” yani nerede bulunurlarsa, demektir. قُتِّلُوا ’nun tef’îl babından olması çokluğa delalet eder. (Nesefî, Medâriku’t Tenzîl ve Hakâîku’t Te’vîl)