Yâsin Sûresi 2. Ayet

وَالْقُرْاٰنِ الْحَك۪يمِۙ  ...

(Ey Muhammed!) Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki, sen elbette dosdoğru bir yol üzere (peygamber) gönderilenlerdensin.  (2 - 4. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَالْقُرْانِ Kur’an’a andolsun ق ر ا
2 الْحَكِيمِ hikmetli ح ك م
 

Araplar’da yalan yere yemin etmenin dünyanın harabına yol aça­cak kadar ağır bir kötülük olduğuna inanılırdı. Resûl-i Ekrem de bir hadisinde bu anlayışı teyit etmiştir. İşte bu âyetlerde Hz. Muhammed’in gerçek bir peygamber olduğu bir yemine bağlı olarak ifade edilmektedir; üzerine yemin edilen ise muhataplarınca kendileri tarafından bir benzerinin ortaya konamayacağı anlaşılmış bulunan eşsiz mûcize Kur’an-ı Kerîm’dir (Râzî, XXVI, 41). 

“Hikmet dolu” diye çevrilen 2. âyetteki hakîm kelimesi, “muhkem, sağlam; öğütleri, buyruk ve yasakları yerli yerince olan” şeklinde de anlaşılmıştır (İbn Atıyye, IV, 446).

 Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 476
 

وَالْقُرْاٰنِ الْحَك۪يمِۙ

 

وَ  kasem vavıdır.  الْقُرْاٰنِ  kelimesi kasem و ‘ı ile mecrur olup mahzuf fiile mütealliktir. Takdiri;  أقسم ( yemin ederim.) şeklindedir.  الْحَك۪يمِ  kelimesi  الْقُرْاٰنِ ‘nin sıfatı olup kesra ile mecrurdur.

Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapça’da sıfatın asıl adı na’t ( النَّعَتُ )dır. Sıfatın nitelediği isme de men’ut ( المَنْعُوتُ ) denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.

Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir.

Sıfat mevsûfuna: cinsiyet, adet, marifelik - nekrelik ve îrab bakımından uyar.

Sıfat iki kısma ayrılır: 1. Hakiki sıfat  2. Sebebi sıfat

Hakiki sıfat: 1- Müfred olan sıfatlar  2- Cümle olan sıfatlar olmak üzere ikiye ayrılır.

1. Müfred olan sıfatlar : Müfred olan sıfatlar genellikle ism-i fail, ism-i mef’ûl, mübalağalı ism-i fail, sıfat-ı müşebbehe, ism-i tafdil, masdar, ism-i mensub ve sayı isimleri şeklinde gelir.

Gayrı akil (akılsız çoğullar) mevsûf olarak geldiğinde sıfatını müfred müennes olarak da alır.

2. Cümle olan sıfatlar: 1- İsim cümlesi olan sıfatlar, 2- Fiil cümlesi olan sıfatlar, 3- Şibh-i cümle olan sıfatlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

وَالْقُرْاٰنِ الْحَك۪يمِۙ

 

وَ  kasem harfidir. Ayette îcâz-ı hazif sanatı vardır. Car mecrur  وَالْقُرْاٰنِ , takdiri  اقسم (Yemin ederim) olan mahzuf fiile mütealliktir.

الْقُرْاٰنِ  için sıfat olan  الْحَك۪يمِۙ , mevsûfunun sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için yapılan tetmim ıtnâbı sanatıdır.

الْحَك۪يمِۙ , mübalağalı ism-i fail kalıbı olan sıfat-ı müşebbehe vezninde gelerek mübalağa ifade etmiştir. Bu kalıp bu vasfın mevsufta sürekli varlığına, sıfatın mevsufun bir parçası gibi ondan ayrılmayan bir özelliği olduğuna işaret eder.

الْحَك۪يمِ  kelimesi  ذو الحكم (hikmetli) anlamındadır. Ya da (Kur’an’a hakîm denmesi) canlı biri gibi hikmetle konuşan bir delil olduğu içindir. Veya el-Hakîm’in kelamı olduğundandır. Bu durumda (Kur’an) kendisiyle konuşanın sıfatıyla nitelenmiş olur. (Keşşâf)

Dolayısıyla aklî mecaz veya istiare vardır. 

Rabbimiz Kur'an-ı Kerîm'e yemin etmektedir. Kur'an Hz. Muhammed'e (sav) indirilen kitabın özel ismidir.  القراءة  kelimesinden türemiş bir isimdir. Kur'an aslında  قرأ (Okudu) fiilinin masdarıdır.  القرآءة  de aynı fiilin diğer masdarıdır. (Fâdıl Sâlih Sâmerrâî, Beyânî Tefsir Yolu, c. 2, s. 9)

Nasıl olup da Allah'ın Kur'an'a yemin ettiği sorulabilir. Çünkü yeminde olması gereken, yemin edilen şeyin muhatap tarafından yüceliğinin kabul edilmesidir. Halbuki muhatap Kur'an'ın Allah kelamı olduğunu kabul etmiyordu. O halde bu yemine de aldırmaz. O zaman bu yeminin kıymeti nedir? Buna şöyle cevap verebiliriz: Allah Teâlâ Kur'an'ı Resulünün mucizesi, risaletinin en büyük delili ve burhanı yapmıştır. (Fâdıl Sâlih Sâmerrâî, Beyânî Tefsir Yolu, C. 2, s. 11)

Tefsîrü’l Kebîr'de şöyle yazılıdır: Bu sadece bir yemin değildir. Bu; yemin suretinde gelmiş bir delildir. Çünkü Kur'an bir mucizedir ve onun gönderilmiş oluşunun delili de bu mucize oluşudur. İşte Kur'an böyledir. (Fâdıl Sâlih Sâmerrâî, Beyânî Tefsir Yolu,C.2, s. 12)

Kur’an’a yemin edilmesi Allah katındaki kadrinden ve şerefinden kinayedir ve bu surenin ilk ayetlerinden kastedilen de budur. Bu yeminin maksadı, bu önemle birlikte haberi tekid etmektir. (Âşûr)