سَلَامٌ عَلٰٓى اِلْيَاس۪ينَ
Sıra | Kelime | Anlamı | Kökü |
---|---|---|---|
1 | سَلَامٌ | selam olsun |
|
2 | عَلَىٰ |
|
|
3 | إِلْ يَاسِينَ | İlyas’a |
|
سَلَامٌ عَلٰٓى اِلْيَاس۪ينَ
سَلَامٌ عَلٰى اِلْيَاس۪ينَ cümlesi dua ve itiraziyyedir. İsim cümlesidir. سَلَامٌ mübteda olup lafzen merfûdur. عَلٰٓى اِلْيَاس۪ينَ car mecruru mahzuf habere mütealliktir.
سَلَامٌ عَلٰٓى اِلْيَاس۪ينَ
Ayet تَرَكْنَا cümlesi için tefsiriyye olarak fasılla gelmiştir. Fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. Mübteda ve haberden müteşekkil olan سَلَامٌ عَلٰٓى اِلْ يَاس۪ينَ cümlesinde îcaz-ı hazif sanatı vardır. عَلٰٓى اِلْ يَاس۪ينَ mahzuf habere mütealliktir.
Müsnedün ileyh olan سَلَامٌ ’un nekre gelmesi teksir ve tazim ifade eder.
İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Burada سَلَامٌ kelimesinin nekre oluşu taklîl içindir. Çünkü Allah tarafındandır. O’nun tarafından olan az birşey, aslında çok büyüktür. Başka hiçbir şeye ihtiyaç bırakmaz. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Ayette geçen اِلْ يَاس۪ينَ ile İlyas, tıpkı ”Tûr-i Sîna" ve ”Tûr-i Sînîn" gibi aynı anlamda olan iki kelimedir. (Ruhu’l Beyan)