وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْاٰخِر۪ينَ
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْاٰخِر۪ينَ
Fiil cümlesidir. تَرَكْنَا sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri نَا fail olarak mahallen merfûdur. عَلَيْهِ car mecruru تَرَكْنَا ‘nın mahzuf mef’ûlüne mütealliktir. Takdiri, تركنا ثناء عليه şeklindedir.
فِي الْاٰخِر۪ينَۘ car mecruru تَرَكْنَا fiiline müteallik olup cer alameti ي ’dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْاٰخِر۪ينَ
وَ , atıf harfidir. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber inkârî kelamdır.
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, S.107)
تَرَكْنَا fiili, azamet zamirine isnadla tazim edilmiştir.
Allah Teâlâ, Kur'an'da ne zaman kendisinden azamet zamiriyle bahsetse hemen öncesinde veya sonrasında vahdaniyetinin bilinmesi için kendisine ait tekil bir zamir gelir. (Fâdıl Sâlih Samerrâî, Beyânî Tefsîr Yolu, c. 2, s. 467)
عَلَيْهِ car mecruru تَرَكْنَا fiilinin mahzuf mef’ûlüne mütealliktir. Mef’ûlün hazfi îcâz-ı hazif sanatıdır.
Bu ayet, 78-108-119. ayetlerin tekrarıdır. Cümleler arasında tekrir, ıtnâb ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.
Böyle tekrarlar, kelamdaki cüzleri birbirine bağlar, aralarında bir ilişki kurar ve dokuyu bütünleştirir. Bunlar çok tekrarlanır ki iman ve yakîn sabitleşsin. Eğer murad sadece bilmek olsaydı, bir kere söylenmesi yeterli olurdu.
Tekrarlanan cümlelerin manasının nefiste yerleşmesi arzu edilir, hatta zatın bir cüzü haline gelinceye kadar tekid edilir. (Muhammed Ebu Musa, Hâ-Mîm Sureleri Belâğî Tefsiri, Ahkaf/28, C. 7, S. 314)
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْاٰخِر۪ينَۘ [Geriden gelecekler arasında ona (şöhret) bıraktık.] cümlesi latif bir kinayedir. Yüce Allah bunu, güzel övgüden kinaye olarak zikretti. (Safvetü’t Tefâsir)