Sâffât Sûresi 179. Ayet

وَاَبْصِرْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ  ...

(Bekle ve) gör. Onlar da yakında görecekler.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَأَبْصِرْ ve (bekle de) gör ب ص ر
2 فَسَوْفَ yakında
3 يُبْصِرُونَ onlar da göreceklerdir ب ص ر
 

Başka birçok âyette de belirtildiği üzere Hz. Peygamber, zulümlerini, günah ve isyankârlıklarını devam ettiren putperestleri, ileride bütün bu tutum ve davranışlarının hesabını vereceklerini ve cezasını çekeceklerini bildirip uyardıkça onlar, “Şu dediklerin bir an önce gerçekleşse de görsek!” gibi alay yollu sözler ederlerdi. Burada şimdi cezanın çabuklaştırılmasını isteyenlerin, uyarılara aldırış etmeyenlerin, vakti geldiğinde “sabahlarının çok kötü olacağı” bildirilmektedir. Sabah kelimesine dayanarak, inkârcıların beklenen ceza ile sabah vaktinde karşılaşacakları söylenmişse de bu bağlamda “uykudan uyanma” anlamında bir mecaz olduğu, buna göre âyetin ilgili cümlesinin, “Uyarılmış olanların uyanmaları çok kötü olacaktır!” mânasına geldiği anlaşılmaktadır.

Bir yoruma göre 175. âyet, inkârcıların dünyada uğrayacakları yenilgi ve sıkıntılarla, bir kelime eksiğiyle onun tekrarı olan 179. âyet ise âhirette uğrayacakları azapla ilgilidir (Şevkânî, IV, 476)

 

 

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 561-562

 

وَاَبْصِرْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ

 

وَ  atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyhin hükümde ortak olduğunu belirtir. İkisi arasında tertip (sıra) olduğunu göstermez. Vav ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştirebilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

اَبْصِرْ  sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri  أنت ‘dir. 

فَ  talebin cevabının başına gelen rabıta harfidir. سَوْفَ  gelecek zamana işaret eder. Alimler bu edatı tesvif -erteleme diye isimlendirmişlerdir. Vaat veya tehdit bulunan yani istenen veya hoşlanılmayan bir fiile delalet eden bir muzari fiilin  başına geldiklerinde tekid-vurgu olurlar.  يُبْصِرُونَ  fiili  ن ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و 'ı fail olarak mahallen merfûdur. 

يُبْصِرُونَ  fiili, sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. İf’al babındadır. Sülâsîsi بصر ’dir.

İf’al babı fiille tadiye (geçişlilik) kesret, haynunet (zamanı gelmesi), sayruret, izale, zamana ve mekâna duhul, temkin (imkân sağlamak), vicdan (bir vasıf üzere bulmak) mutavaat (tef’il babının dönüşlülüğü), tariz (arz etmek, maruz bırakmak) manaları katar.

 

وَاَبْصِرْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ

 

Atıf harfi وَ ‘ la önceki ayetteki … فَتَوَلَّ عَنْهُمْ  cümlesine atfedilmiştir.  Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Emir üslubunda talebî inşâî isnaddır.

فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ  cümlesi, takdiri …  إن تفعل  (Yaparsan) olan mahzuf şartın cevabıdır. Cümleye dahil olan  فَ , rabıtadır.  سَوْفَ  ile tekid edilmiş, müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır.

Mahzuf şart ve mezkûr cevap cümlelerinden müteşekkil terkip, şart üslubunda faide-i haber talebî kelamdır.

Tesvif harfi  سَوْفَ ’den murad tekiddir. Çünkü iki tesvif harfi de - قَدْ  harfinin mazi fiili tekidi gibi- müstakbel manayı tekid eder. Gelecekte muhakkak bileceklerini ifade eder. Şu an için bilene gelince, bunun gerçek olduğuna güveninden kinayedir. Onlar batıldadır. (Âşûr, Araf/123)

سَوْفَ  gelecek zamana işaret eder. Alimler bu edatı tesvif (erteleme) diye isimlendirmişlerdir. Vaat veya tehdit bulunan, yani istenen veya hoşlanılmayan bir fiile delalet eden bir muzari fiilin başına geldiklerinde tekid (vurgu) olurlar.

Muzari fiil hudûs, istimrar ve teceddüt ifade eder. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.

Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler.(Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi )

Bu ayetle 175. ayet arasında tekrir, ıtnâb ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.

‘’Onları gör’’, yani o zaman başlarına ne geldiğini gör. ‘’Gör’’ emrinden maksat, bunun sanki önündeymiş gibi yakın olduğunu bildirmek, ‘İleride görecekler senin için, mesela destek, yardım ve ahirette sevap gibi ne hükmettiğimizi’ demek gibidir. سَوْفَ  edatı tehdit içindir, uzaklık için değildir.(Beyzâvî)

Bu ilâhi söz peygambere vaat, muhaliflerine tehdit yerindedir. (Elmalılı)