Sâffât Sûresi 43. Ayet

ف۪ي جَنَّاتِ النَّع۪يمِۙ  ...

Onlar Naîm cennetlerindedirler.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 فِي
2 جَنَّاتِ cennetlerinde ج ن ن
3 النَّعِيمِ Ni’met ن ع م
 

Yukarıda inkârcıların âhiretteki durumları hakkında bilgi verilmişti; burada da müminlerin nâil olacakları nimetlerden örnekler sıralanmaktadır. “Bilinen bir nasip” ifadesiyle ne kastedildiği hususunda şu yorumlar yapılmıştır: a) Vakti bilinen rızıklar. Nitekim başka bir âyette (Meryem 19/62) “Orada, sabah akşam rızıkları hazırdır”buyurulmuştur; b) Niteliği bilinen rızıklar. Buna göre cennet nimetlerinin tadı, kokusu ve görünüşüyle kendilerine mahsus özellikleri olacaktır; c) Bir görüşe göre cennetteki rızıkların bilinmesinden maksat, dünya nimetlerinin aksine sürekliliğinden emin olunmasıdır; d) Veya herkesin, dünyadaki iyiliklerine göre hak ettiği miktar ne ise o ölçüde rızıklara nâil olmasıdır (bk. Râzî, XXVI, 136). İbn Âşûr, üçüncü yorumu tercih etmiştir (XXIII, 111). Cennet meyveleri, aynı olmamakla beraber, dünya meyvelerine benzerlikler taşıyacağı için bu yönden “bilinen meyveler” denilmiş olabilir. 42. âyetteki “türlü meyveler” ifadesi bir önceki âyette geçen rızıkların ne olduğunu açıklamaktadır. Müfessirlere göre “meyveler” kelimesi, cennet nimetlerinin beslenme amaçlı değil, lezzet amaçlı olduğunu göstermektedir; çünkü orada yaşamak için dünyadaki gibi beslenmeye ihtiyaç duyulmayacaktır. 

Taberî’nin 45. âyetin tefsiri münasebetiyle Süddî’den naklettiğine göre Araplar şarap dolu kaba “ke’s” (kadeh), boş olanına da “inâ’” (kap) derlerdi (XXIII, 53). Taberî ve sonraki müfessirler, Süddî’nin verdiği bu bilgi yanında Katâde, Dahhâk gibi başka âlimlere dayanarak bu kelimenin Kur’an’da da özellikle “şarap dolu kâse” anlamında kullanıldığını belirtirler. 

“İçenleri sarhoş etmez” diye çevirdiğimiz 47. âyetin ilgili kısmına, kıraat farkından dolayı, “İçilmekle tükenmez” şeklinde de mâna verilmiş; 48. âyetteki “kısa bakışlı, ürkek bakışlı kadınlar” anlamına gelen “kāsırâtü’t-tarf” ise mecazi bir ifade olup “sadece eşlerine bakan, eşlerinden başkasında gözü olmayan kadınlar” şeklinde açıklanmıştır (bk. Taberî, XXIII, 54-56; İbn Atıyye, IV, 472-473). 

 Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 532
 

ف۪ي جَنَّاتِ النَّع۪يمِۙ

 

ف۪ي جَنَّاتِ  car mecruru  مُكْرَمُونَ ‘ye mütealliktir.  النَّع۪يمِ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.

النَّع۪يمِۙ  kelimesi sıfat-ı müşebbehe kalıbındandır. 

Sıfat-ı müşebbehe: Benzeyen sıfat demektir. İsm-i faile benzediği için bu adı almıştır. İsm-i failin ifade ettiği anlam geçici olduğu halde sıfat-ı müşebbehenin ifade ettiği anlam kalıcıdır. İsm-i fail değişen ve yenilenen vasfa delalet eder. Sıfat-ı müşebbehe sürekli ve sabit vasfa delalet eder. Bu süreklilik ve sabitlik az veya çok, bazen de sonsuza kadar devam eder. Geniş zamana delalet eder. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

ف۪ي جَنَّاتِ النَّع۪يمِۙ

 

Car mecrurun mütealliki, önceki ayetteki  مُكْرَمُونَۙ ’dir.

جَنَّاتِ النَّع۪يمِۙ  izafeti veciz ifade ve muzafın tazimi içindir.

النَّع۪يمِۙ  sıfat-ı müşebbehe vezninde gelerek mübalağa ifade etmiştir. Bu vasfın, müsnedün ileyhin ayrılmaz bir parçası olduğuna işaret eder.

"Naim cennetlerinde" yani içlerinde nimetler içerisinde yüzecekleri bahçelerde... demektir. Cennetler yedi tanedir, Naim cenneti de bunlardan bir tanesidir. (Kurtubî)

 

جَنَّاتِ النَّع۪يمِۙ izafeti veciz ifade ve muzafın tazimi içindir.
جَنَّاتِ النَّع۪يمِۙ izafeti veciz ifade ve muzafın tazimi içindir.