فَهُمْ عَلٰٓى اٰثَارِهِمْ يُهْرَعُونَ
İnkârcıların, yukarıda belirtilen kötü sonla karşılaşmalarının sebebini özetleyen bu âyetlerde Câhiliye Arapları örneğiyle taklitçilik denilen genel bir tutum yanlışlığına dikkat çekilmekte; insanın atalarına veya herhangi bir kişi ya da zümreye olan saygısının, onların yanlış inanç ve fikirlerini, kötü davranışlarını benimseyip devam ettirmesini mazur gösteremeyeceği, aksine onun ebedî hayatını mahvedeceği uyarısı yapılmaktadır.
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 536
فَهُمْ عَلٰٓى اٰثَارِهِمْ يُهْرَعُونَ
فَ atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyh arasında hiç zaman geçmediğini, işin hemen yapıldığını ifade eder. فَ ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştiremez. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
Munfasıl zamir هُمْ mübteda olarak mahallen merfûdur. عَلٰٓى اٰثَارِ car mecruru mahzuf habere mütealliktir. Muttasıl zamir هِمْ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.
يُهْرَعُونَ ikinci haber olarak mahallen merfûdur. يُهْرَعُونَ fiili نَ ‘un sübutuyla merfû, meçhul muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı naib-i fail olarak mahallen merfûdur.
فَهُمْ عَلٰٓى اٰثَارِهِمْ يُهْرَعُونَ
فَ atıf harfidir. …اِنَّهُمْ اَلْفَوْا cümlesine atfedilen bu cümlenin atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Mübteda ve haberden oluşmuş sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır. Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. عَلٰٓى اٰثَارِهِمْ car mecruru, mahzuf habere mütealliktir.
İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
Meçhul muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelam olan يُهْرَعُونَ cümlesi ikinci haberdir.
يُهْرَعُونَ fiilinin meçhul gelişi, önderlerinin telkinlerinden ve sapkınlık öğretilerinden kaynaklanan şeye delalet etmek içindir. Sanki onlar, atalarının izinden gitmeye zorlanıyor ve ona itiliyorlar. Bu şekilde يُهْرَعُونَ ifadesi ile kâfirlerin hali, nereye götürüldüğünü bilmeden bir yerlere sürüklenen ve itilen kimselere benzetilmiştir. (Âşûr)
Cümlede müsnedin muzari fiil cümlesi olarak gelmesi hükmü takviye, hudûs ve teceddüt ifade eder. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler.(Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meâni İlmi)
Ferra şöyle demiştir: إهرع kelimesi, hızlıca koşmak anlamına gelir: Bir kimse, teşvik edilip, hızlıca koştuğunda denir. Buna göre mana, "Onlar, öylesi bir suretle atalarına tâbi olurlar ki, adeta onlar, atalarına uymaya zorlanıyor ve teşvik ediliyorlardır!" şeklinde olur. (Fahreddin er-Râzî)