Sâffât Sûresi 75. Ayet

وَلَقَدْ نَادٰينَا نُوحٌ فَلَنِعْمَ الْمُج۪يبُونَۚ  ...

Andolsun, Nûh bize dua edip seslenmişti. Biz ne güzel cevap vereniz!
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَلَقَدْ ve andolsun
2 نَادَانَا bize yalvarmıştı ن د و
3 نُوحٌ Nuh
4 فَلَنِعْمَ ne güzel ن ع م
5 الْمُجِيبُونَ kabul buyurmuştuk ج و ب
 

وَلَقَدْ نَادٰينَا نُوحٌ فَلَنِعْمَ الْمُج۪يبُونَۚ

 

وَ  istînâfiyyedir.  لَ  harfi, mahzuf kasemin cevabının başına gelen muvattiedir.  قَدْ  tahkik harfidir. Tekid ifade eder.  

نَادٰينَا  fiili elif üzere mukadder fetha ile mebni mazi fiildir. Mütekellim zamir  نَا  mef’ûlü bih olarak mahallen mansubdur.  نُوحٌ  fail olup lafzen merfûdur. 

فَ  atıf harfidir. Matuf ve matufun aleyh arasında hiç zaman geçmediğini, işin hemen yapıldığını ifade eder.  فَ  ile yapılan atıfta matuf ve matufun aleyh yer değiştiremez. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

لَ  mukadder kasem lamıdır.  نِعْمَ  camid fiil olup medih fiillerindendir.  الْمُج۪يبُونَ  fail olup ref alameti و ‘dır. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır. 

نِعْمَ  fiilinin mahsusu mahzuftur. Takdiri, نحن ‘dur. 

نَادٰينَا  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Mufâale babındandır. Sülâsîsi  ندي ’dır. 

Mufâale babı fiile, müşareket (ortaklık), bir işi peşpeşe yapmak, teksir (çokluk, bir işi çok yapmak) gibi anlamlar katar. Müşareket (İşteşlik – ortaklık): Bir işin iki kişi veya iki grup arasında yapıldığını anlatır. Fail ile mef’ûl aynı işi yapmıştır. Ayrıca fail işi başlatan ve galip gelendir. (sonuçlandırandır). Bazen de müşareket olmayıp tek taraflı olur. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)  

مُج۪يبُونَ  kelimesi; sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan if’al babının ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

وَلَقَدْ نَادٰينَا نُوحٌ فَلَنِعْمَ الْمُج۪يبُونَۚ

 

وَ , istînâfiyedir.  لَ , mukadder kasemin cevabına dahil olan harftir.  قَدْ  tahkik içindir. Kasem fiilinin hazfi îcâz-ı hazif sanatıdır. Mahzufla birlikte cümle kasem üslubunda gayr-ı talebî inşâî isnaddır.

Kasem ve  قَدْ  ile tekid edilmiş cevap cümlesi olan  وَلَقَدْ نَادٰينَا نُوحٌ , müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber inkârî kelamdır.

Fiilin azamet zamirine isnadı, tazim ifade eder.

نِعْمَ الْمُج۪يبُونَۚ  cümlesi kasemin cevabına matuftur. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında lafzen ve manen mutabakat mevcuttur. Cümle gayr-ı talebî inşâî isnaddır. Nakıs fiil  نِعْمَ ’nin faili  الْمُج۪يبُونَ ‘dir.

Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır. Medh fiillerinden olan  نِعْمَ ‘nin mahsusu, mahzuftur. Mahsusun takdiri;  نحن (biz) dir.

الْمُج۪يبُونَۚ , ism-i fail vezninde gelerek sübut ve süreklilik anlamı ifade etmiştir.

Allah Teâlâ geçmiş ümmetlere uyarıcılar gönderildiğini ve uyarılanların kötü akıbetini zikredince, ardı sıra Nuh’u ve kavminden ümit kestiği an O’na yakarışını söz konusu etmiştir.  نِعْمَ (gerçekten güzel) fiilinin başındaki  لَ , hazf edilmiş bir yeminin cevabıdır.

Methin tahsis edildiği şey hazfedilmiş olup, takdiri  ف والله لنعم المجيبون نحن  (Vallahi, güzel icabet ediciyizdir biz!) şeklindedir. Çoğul kip azamet ve büyüklüğün delilidir; mana şöyledir: Biz ona en güzel şekilde ve düşmanlarına karşı yardım görmesi ve onları olabilecek en doygun biçimde cezalandırma adına onu muradına ve maksadına en iyi ulaştıracak şekilde icabet ettik. (Keşşâf - Fahreddin er-Râzî)   

فَلَنِعْمَ الْمُج۪يبُونَۚ  ifadesindeki  فَ  harfi, bu icabetin meydana gelmesinin, bu nida ve yakarışa bağlı olduğuna delalet eder. Uygun bir vasfa bağlı olan hükmün, o vasıfla muallel olması, (onun sebebiyle meydana gelmesi) iktiza eder. Bu da, kurtuluş için yalvarıp yakarmanın, duaya icabetin sebebi olduğunu gösterir. (Fahreddin er-Râzî)