اِنَّكَ مَيِّتٌ وَاِنَّهُمْ مَيِّتُونَۘ
Özellikle Mekke’nin ileri gelen Arap müşrikleri, daha çok maddî çıkarlarının ve toplumsal mevkilerinin sarsılacağı korkusuyla İslâm’ın iman esaslarına, ahlâkî ve toplumsal hayatla ilgili esaslarına karşı koymuşlardı; esasında inkârcı tavırların hepsinde bu tür psikolojik ve toplumsal sebeplerin etkisinden söz edilebilir. İşte bunun için âyetlerde peygamberinden en azılı inkârcısına kadar herkesin öleceği gerçeği hatırlatılmakta; yargılanmak üzere Allah’ın huzurunda toplandıkları zaman peygamberin de inkârcının da iddiasını ortaya koyacağı belirtilmektedir. Bu durumda her insan, Allah’ın huzurunda haksız çıkıp âhiret azabıyla cezalandırılması sonucunu doğuracak inanç ve davranışlardan kaçınmalı; bunun için de duyguları ve ihtiraslarıyla değil, aklı ve basiretiyle davranmalıdır.
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 616
Mevete موت :
Mevt مَوْتٌ hayatin zıddı, sukun demektir. Meyt ölmüş kimse meyyit ise henüz ölmemis olmakla birlikte ölecek kişi anlamına gelir. Bununla ilgili Zümer 30. Ayette Allahu Teala Efendimize hitaben انك ميت و انهم ميتون buyurmustur.
Mevt bir şeyden kuvvetin yok olmasına denir. İçinde insanlarin yaşamadığı yada imaretin bulunmadığı yerler içinde kullanılır. Ahmak kimse için de رجل موتان الفؤاد denir.
Şayet hayat nevilerine kıyaslarsak مَوْت'i 5 bölüme ayırabiliriz:
1- İnsan, hayvan ya da nebatta bulunan büyüme ,gelişme ve kuvvetin zıddıdır. Bununla ilgili şu ayet örnek teşkil edebilir:
Fatir 9 فأحيينا به ألأرض بعد موتها
2- His kuvvetinin (duyu organlarının) tükenmesidir.
Meryem 23 يا ليتني مت قبل هزا Hz. Meryem in doğum sancısı başladığında ettiği kelam
3- Akıl kuvvesinin yok olmasıdır ki bundan maksat cehalettir.
Enam 122 أو من كان ميتا فأحييناه
Küfür bir nevi manen ölüm olduğu için bu şekilde gelmiştir.
4-Hayattaki kedere sevk eden hüzün halidir. Su ayette bu durum kastedilmiştir;
İbrahim 17 و يأتيه الموت من كل مكان و ما هو بميت
Ayet kafirler için hazırlanan cehennem azabından bahsederken bu ifadeyi kullanır.
5- Uyku halidir. Denilmiştir ki uyku hafif ölüm , ölüm ise ağır uykudur.
Kısacası Mevt hayatın yok oluşudur ki hayat, varlığındaki özellik ve aslı gereği her şeyde vardır, mevcuttur. O zaman burada şöyle bir çıkarım yapabiliriz: Hayat her şeyde olduğuna göre ölümde herşeyde vardır. كل نفس ذا ءقة الموت (Müfredat) Kuran’ı Kerim’de pek çok farklı türeviyle 165 kez geçmiştir. (Mu'cemu-l Mufehres) Türkçede kullanılan şekilleri mevt, mevta, meyyit, (hayat) memat, mat ve (şah) mattır. (Kuranı Anlayarak Okuma Rehberi)
اِنَّكَ مَيِّتٌ وَاِنَّهُمْ مَيِّتُونَۘ
İsim cümlesidir. اِنَّ tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder. كَ muttasıl zamiri اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur. مَيِّتٌ kelimesi اِنَّ ’nin haberi olup lafzen merfûdur.
اِنَّهُمْ atıf harfi وَ ‘la birinci اِنَّ ‘ye matuftur. هُمْ muttasıl zamiri اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur.
مَيِّتُونَ kelimesi اِنَّ ’nin haberi olup ref alameti و ‘dır. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.اِنَّكَ مَيِّتٌ وَاِنَّهُمْ مَيِّتُونَۘ
Bu kelâm, bundan sonra zikredilen kıyamet günündeki davalaşmaları için bir ön açıklama mahiyetindedir. (Ebüssuûd)
Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. اِنَّ ile tekid edilmiş, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi faide-i haber inkâri kelamdır.
Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve subût ifade ettiğinden bu ve benzeri cümleler, اِنَّ ve isim cümlesi sebebiyle çok muhkem/sağlam cümlelerdir.
İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa, asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karînelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
اِنَّهُمْ مَيِّتُونَ cümlesi istînâf cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. اِنَّ ile tekid edilmiş, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi faide-i haber inkâri kelamdır.
مَيِّتُونَۘ - مَيِّتٌ kelimeleri arasında cinas-ı iştikak ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.
Burada muhataptan ölü diye bahsedilmiştir. Halbuki ölüye hitap edilmez. Dolayısıyla evveliyet alakasıyla mecâz-ı mürseldir. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kuran Işığında Belâgat Dersleri Beyân İlmi)
Ayetteki iki cümle arasında mukabele sanatı vardır.
El-Hasen, el-Ferrâ ve el-Kisaî şöyle demişlerdir: مَيِّت şeddeli olarak henüz ölmemiş fakat gelecekte ölecek kimse için kullanılır. مَيْت ise canı ayrılmış olan kimse demektir. Bundan dolayı burada hafif (şeddesiz) okunmaz. (Kurtubî)