اَلْاَخِلَّٓاءُ يَوْمَئِذٍ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ اِلَّا الْمُتَّق۪ينَۜ۟
İnsana, ebedî hayatta mutlu olma imkânını hazırlamayan bir dünya hayatı amacına ulaşmamıştır. Bu hayatta yaşanan güzellikler fânidir, dünya hayatı ile birlikte sona erer; dostluklar da hayatın amacına hizmet etmemişse, ömrün zayi edilmesine katkıda bulunmuş olur. İşte böyle bir dostluk ilişkisi yaşayanlar âhirette birbirlerini gördükleri, hatırladıkları zaman düşmanca duygular yaşayacak, birbirlerinden nefret edecekler. Çünkü orada karşılaşılan korkunç sonuçta bu dostlukların da etkisi ve katkısı olduğu ortaya çıkmıştır.
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 784
اَلْاَخِلَّٓاءُ يَوْمَئِذٍ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ اِلَّا الْمُتَّق۪ينَۜ۟
İsim cümlesidir. اَلْاَخِلَّٓاءُ mübteda olup lafzen merfûdur. يَوْمَئِذٍ zaman zarfı olup عَدُوٌّ ‘e mütealliktir. ئِذٍ ‘deki tenvin mahzuf cümleden dolayı takdir edilmiştir. Takdiri, يوم إذ تأتيهم الساعة (Onlara kıyametin geldiği gün) şeklindedir.
بَعْضُهُمْ ikinci mübteda olup lafzen merfûdur. Muttasıl zamir هُمْ muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur. لِبَعْضٍ car mecruru عَدُوٌّ ‘e mütealliktir. عَدُوٌّ haber olup lafzen merfûdur.
اِلَّا istisnâ edatıdır. الْمُتَّق۪ينَۜ müstesna olup nasb alameti ي ‘dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.
İstisna; bir nesneyi, kişiyi veya hükmü istisna edatlarından biriyle cümledeki hükmün dışında tutmaktır. İstisnanın 3 unsuru vardır:
1. İstisna edatı: Cümlede kullanılan edatlardır.
2. Müstesna: İstisna edatından sonra gelen kelimedir. İstisna edilen, hariç tutulan kelimedir.
3. Müstesna minh: İstisna edatından önce gelen kelimedir. Kendisinden bir şeyin hariç tutulduğu, genellikle çoğul olan bir kelimedir.
İstisnanın kısımları 3’e ayrılır: 1. Muttasıl istisna 2. Munkatı’ istisna 3. Müferrağ istisna. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
اَلْاَخِلَّٓاءُ يَوْمَئِذٍ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ اِلَّا الْمُتَّق۪ينَۜ۟
Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Mübteda ve haberden oluşmuş, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır.
اَلْاَخِلَّٓاءُ mübtedadır. Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Zaman zarfı يَوْمَ ’nin müteallakı, اَلْاَخِلَّٓاءُ ’nin haberi olan عَدُوٌّ ’dur.
اَلْاَخِلَّٓاءُ kelimesinin marifeliği cins içindir ve örfi istiğrak ifade eder. Yani o dost olan kişiler müşriklerden de, müminlerden de olabilir veya onlar öncesinde kendilerinden bahsedilen Kureyş’tendirler. (Âşûr)
يَوْمَئِذٍ izafetinde muzâfun ileyh ve aynı zamanda muzâf olan إذٍ ’in muzâfun ileyhi mahzuftur. Bu, îcâz-ı hazif sanatıdır. Kelimedeki tenvin muzâfun ileyh olan cümleden ivazdır. Takdiri, يوم إذ تأتيهم الساعة (Saatin, yani kıyametin geldiği gün) şeklindedir.
بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ cümlesi, mübtedanın haberidir. Sübut ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır. بَعْضُهُمْ , ikinci mübtedadır. لِبَعْضٍ car mecruru, mahzuf hale mütealliktir.
لِبَعْضٍ , önemine binaen haber olan عَدُوٌّ ’a takdim edilmiştir.
اِلَّا istisna edatı, الْمُتَّق۪ينَۜ müstesnadır. الْمُتَّق۪ينَۜ kelimesinin nasb alameti ي ’dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.
بَعْضُ ’nun tekrarında ıtnâb ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları, اَلْاَخِلَّٓاءُ - عَدُوٌّ kelimeleri arasında ise tıbâk-ı îcab sanatı vardır.