Duhân Sûresi 34. Ayet

اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ لَيَقُولُونَۙ  ...

Bunlar (müşrikler) diyorlar ki: “İlk ölümümüzden başka bir ölüm yoktur. Biz diriltilecek değiliz.”  (34 - 35. Ayetler Meali)
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 إِنَّ gerçekten
2 هَٰؤُلَاءِ şunlar
3 لَيَقُولُونَ diyorlar ki ق و ل
 

Kur’an burada, tarihe bir atıf yaptıktan sonra Hz. Peygamber’in inkârcı muhataplarına yöneliyor, dünya hayatını kötü etkileme bakımından en önemli inkâr konusu olan “öldükten sonra yeniden dirilme” inancını ele alıyor, bu inancın ispatı için iki önemli delil kullanıyor: 1. Yine tarihten, kendilerine Tübba‘ denilen Yemen’in güçlü hükümdarlarından ve bunlara tâbi olan halktan söz ederek onca güçlerine, şevket ve şanlarına rağmen nasıl bunlar helâk olup gittilerse Arap müşriklerinin de öyle helâk olacakları, bu dünyada ebedî kalamayacakları; 2. Yere, göklere ve bunların arasında/içinde bulunanlara bakıldığında bunların bir yaratıcısının bulunmasının zaruri olduğu sonucuna varılacağı, bu yaratıcının hayatı, yalnızca geçici dünya hayatından ibaret kılmış olmasının anlamsız olacağı, bu takdirde birçok olay ve olgunun yerine oturmayacağı, düşünüldüğünde birçok şeyin bambaşka bir âleme ve hayata bırakılmış olduğunun anlaşılacağı.

 

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 778-779
 

اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ لَيَقُولُونَۙ

 

İsim cümlesidir.  اِنَّ  tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder.  هٰٓؤُ۬لَٓاءِ  işaret zamiri  اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur. 

لَ  harfi  اِنَّ ’nin haberinin başına gelen lam-ı muzahlakadır.  لَيَقُولُونَ  kelimesi  اِنَّ ’nin haberi  olarak mahallen merfûdur. 

يَقُولُونَ  fiili  ن ’un sübutuyla merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul و ‘ı fail olarak mahallen merfûdur.

 

اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ لَيَقُولُونَۙ

 

Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. 

اِنَّ  ve lam-ı muzahlaka ile tekid edilmiş sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır.

Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden  اِنَّ , isim cümlesi, lam-ı muzahlaka ve isnadın tekrarı olmak üzere dört tekid içeren  bu ve benzeri cümleler çok muhkem cümlelerdir.

اِنَّ ’nin isminin işaret ismiyle gelmesi, tahkir amacına matuftur.

İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa, asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Cümlede müsnedin muzari fiil olarak gelmesi hükmü takviye, hudûs ve teceddüt ifade eder. Muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.

Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

هٰٓؤُ۬لَٓاءِ (Bunlar); müşrikler yani Kureyş kâfirleridir. Çünkü konu onlar hakkındadır. Firavun ve kavminin kıssası ise, sadece onların dalalette ısrarla devam ettiklerine delil olması ve müşriklerin başına da, Firavun ve kavminin başına geldiği gibi azabın inmesinden sakındırmak içindir. (Ruhu’l Beyân, Âşûr)