ف۪يهَا يُفْرَقُ كُـلُّ اَمْرٍ حَـك۪يمٍۜ
Bu âyetlerde “bütün işler”in o gecede ayrıldığından söz edilmiş olmakla beraber özellikle Kur’an’ın o gecede ayrıldığı açıklanmaktadır; yani “O gece bütün hikmetli işlerin ayrıldığı bir gecedir; Kur’an da işte o gecede ayrılmıştır” denilmektedir. “Ayrılma” kelimesinin öncesinde ve sonrasında “indirme” ve “gönderme” zikredildiğine göre, kelimenin buradaki mânası da açıklanmış olmaktadır. Allah’ın emriyle veya bir başka yoruma göre Allah’ın emri (işi) olarak ayrılan / gönderilen / indirilen şey Kur’an’dır. Ayırmaktan maksat indirmek, Cebrâil ve Hz. Peygamber aracılığı ile insanlara göndermektir. “İndirme ve gönderme” yanında “ayırma ve ayrılma” kelimesinin de kullanılması, ister Kur’an olsun, ister hükmü verilmiş, zamanı gelmiş diğer hikmetli işler olsun hepsinin, bir bütün içinden ayrılarak kuvveden fiile, kaderden kazâya, takdirden tekvîne, bilgi ve tasarıdan gerçekleştirme ve yaratmaya geçirildiğini anlatma amacına yöneliktir. Nitekim İsrâ sûresinde (17/106) Kur’an’ın bütününden ayrılan parçaların yeri ve zamanı geldikçe Hz. Peygamber’e gönderilmesi aynı kelime ile “ayırdık” denilerek ifade edilmiştir.
Yukarıda meâli verilen ve açıklanan altı âyette Kur’an’la ilgili olarak şu önemli nitelik ve özellikler, âdeta altları çizilerek açıklanmıştır:
1. Kur’an, Allah’ın üzerine yemin edeceği kadar önemli bir kitaptır;
2. Onu Allah göndermiştir; 3. Şerefi ve önemine lâyık bir mübarek gecede göndermeye başlamıştır; 4. Allah insanlık tarihi boyunca peygamberler ve kitaplar göndererek kullarına doğru yolu göstermiş, onları uyarmıştır. Kur’an da bu seriden bir rehber, bir irşad ve uyarı kitabıdır; 5. Bütün bu nitelikleriyle o Allah’ın bir rahmetidir; kullarına olan sevgi ve merhametinin bir eseridir.
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 791-792
ف۪يهَا يُفْرَقُ كُـلُّ اَمْرٍ حَـك۪يمٍۜ
يُفْرَقُ كُـلُّ اَمْرٍ حَـك۪يمٍ cümlesi, önceki ayetteki لَيْلَةٍ ‘in sıfatı olarak mahallen mecrurdur.
Nekre isimden sonra gelen cümle veya şibhi cümle sıfat olur. Marife isimden sonra gelen cümle veya şibh-i cümle hal olur. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
ف۪يهَا car mecruru يُفْرَقُ fiiline mütealliktir.
يُفْرَقُ damme ile merfû meçhul muzari fiildir. كُـلُّ naib-i fail olup lafzen merfûdur. Aynı zamanda muzâftır. اَمْرٍ muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur.
حَـك۪يمٍ kelimesi اَمْرٍ ‘in sıfatı olup kesra ile mecrurdur.
كُلَّ kelimesi zaman veya mekân zarflarına muzâf olduğu zaman mef’ûlün fih manasında da değerlendirilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
ف۪يهَا يُفْرَقُ كُـلُّ اَمْرٍ حَـك۪يمٍۜ
Müstenefe cümlesidir. Müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Car mecrur ف۪يهَا , ihtimam için amili olan يُفْرَقُ fiiline takdim edilmiştir.
Hudûs, istimrar ve teceddüt ifade eden muzari fiil tecessüm özelliği sayesinde muhatabın muhayyilesini harekete geçirerek olayı daha iyi anlamasını sağlar.
Muzari fiilin geldiği hallerde çoğunlukla bu gaye mevcuttur. Muzari fiilin kullanımıyla sahne muhatabın gözünde sanki o anda canlanır. Bu da insanı etkiler. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)
يُفْرَقُ fiili meçhul bina edilmiştir. Meçhul bina edilen fiillerde mef’ûle dikkat çekme kastı vardır. Çünkü malum bina edildiğinde mef’ûl olan kelime meçhul binada naib-i fail olur.
Kuran-ı Kerim’de tehdit, uyarı ve korkutma manası olan fiiller genellikle meçhul sıyga ile gelir.
Meçhul bina, naib-i failin bu fiilde bir dahli olmadığına işaret eder. (Dr. Adil Ahmet Sâbir er-Ruveynî, Teemmülat fi Sûret-i İbrahim, s. 127)
اَمْرٍ ’deki nekrelik kesret ve tazim içindir. حَـك۪يمٍ kelimesi اَمْرٍ için sıfattır. Sıfat, mevsûfunun sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için yapılan tetmim ıtnâbı sanatıdır.
حَـك۪يمٍۜ , mübalağalı ism-i fail kalıbı olan sıfat-ı müşebbehe vezninde gelerek mübalağa ifade etmiştir. Bu kalıp bu vasfın mevsûfta sürekli varlığına, sıfatın mevsûfun bir parçası gibi ondan ayrılmayan bir özelliği olduğuna işaret eder.
Bu dört cümlede leff ü neşr sanatı vardır. إنّا أنْزَلْناهُ في لَيْلَةٍ مُبارَكَةٍ [Biz onu mübarek bir gecede indirdik.] cümlesinde lef vardır. Kur’an’ın inzali ve mübarek gecede indirilmiş olduğu ifade edilmiştir. Sonra birinci mana اِنَّا كُنَّا مُنْذِر۪ينَ [Biz uyarıcılarız] cümlesiyle, ikinci mana da ف۪يهَا يُفْرَقُ كُـلُّ اَمْرٍ حَـك۪يمٍۜ [onda her hikmetli iş ayrılmıştır] cümlesiyle açıklanmıştır. (Âşûr)
Bu durumda sanki şöyle denilmektedir: Onu Biz indirdik, zira azap hususunda uyarma ve ondan sakındırma Bizim işimizdir; onu özellikle bu gecede indirdik; çünkü Kur’an’ın indirilmesi hikmetli işlerdendir ve bu gece bütün hikmetli işlerin ayrıldığı ve belirlendiği bir zamandır. (Keşşâf)
Bu kelam, Allah'ın ilâhlığıni tahkik etmekte ve ilâhlığın, ancak bu sıfatları haiz olanın hakkı olduğunu bildirmektedir. (Ebüssuûd)