En'âm Sûresi 72. Ayet

وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّـذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ  ...

Bir de, bize, “Namazı dosdoğru kılın ve Allah’a karşı gelmekten sakının” diye emrolundu. O, huzurunda toplanacağınız Allah’tır.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَأَنْ ve ayrıca
2 أَقِيمُوا kılın ق و م
3 الصَّلَاةَ namazı ص ل و
4 وَاتَّقُوهُ ve O’ndan korkun و ق ي
5 وَهُوَ O’dur
6 الَّذِي o kimse ki
7 إِلَيْهِ huzuruna
8 تُحْشَرُونَ varıp toplanacağınız ح ش ر
 

وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ


وَ  atıf harfidir.  اَنْ  ve masdar-ı müevvel, önceki ayetteki masdar-ı müevvele matuf olup mahallen mecrurdur.

اَق۪يمُوا  fiili,  نَ ’un hazfıyla emir fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı fail olup mahallen merfûdur.

الصَّلٰوةَ  mef’ûlun bih olup fetha ile mansubtur.

وَ  atıf harfidir.  اتَّقُوهُ  fiili,  نَ ’un hazfıyla emir fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı fail olup mahallen merfûdur.

Muttasıl zamir  هُ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubtur.


وَهُوَ الَّـذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ


وَ  istînâfiyyedir. Munfasıl zamir  هُوَ  mübteda olarak mahallen merfûdur. Müfret müzekker has ism-i mevsûl  الَّـذ۪ٓي, haber olarak mahallen merfûdur. İsm-i mevsûlun sılası  اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ ’dir. Îrabtan mahalli yoktur.

اِلَيْهِ  car mecruru  تُحْشَرُونَ  fiiline müteallıktır.  تُحْشَرُونَ  fiili,  نَ ’un sübutuyla meçhul merfû muzari fiildir. Zamir olan çoğul  و ’ı  naib-i fail olarak  mahallen merfûdur.
 

وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ


وَ  atıftır. Masdar harfi  اَنْ  ve akabindeki masdar-ı müevvel,  اُمِرْنَا  fiiliyle bağlantılı olarak tefsiriyyedir. Cümle emir üslubunda talebî inşâi isnaddır. Aynı üsluptaki  وَاتَّقُوهُ  cümlesi masdar-ı müevvele atfedilmiştir.

Namazı ikame edin, cümlesinde zamir değiştiği için iltifat vardır.  

وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ  ifadesi, önceki ayetteki  لِنُسْلِمَ  ifadesine atfedilmiştir. Âdeta  وَاُمِرْنَا لِنُسْلِمَ وَاَنْ اَق۪يمُوا (Müslüman olmak ve …yerine getirmekle emrolunduk.) denilmiştir. Şu şekilde de takdir edilebilir:  وَ اُمِرْنَا لِاَنْ نُسْلِمَ وَلِاَنْ اَق۪يمُوا Yani Müslüman olmamız ve namazı dosdoğru kılmamız için… (Keşşâf)

Bunların hepsi dinin emirlerindendir ama özellikle namazın ikamesinin zikredilmesi, önemi sebebiyledir. (Âşûr)

 

 وَهُوَ الَّـذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ

 

وَ  istînâfiyyedir. Mübteda ve haberden müteşekkil sübut ifade eden isim cümlesidir. 

Faide-i haber ibtidaî kelam olan cümlede has ism-i mevsûl  الَّـذ۪ٓي ’nin müsned olması, tazim içindir. Mevsûller müphem yapıları nedeniyle tevcih ihtiva ederler.

Mevsûlün sılası müspet muzari fiil sıygasında faide-i haber talebî kelamdır. Cümlede car-mecrur  اِلَيْهِ  amiline takdim edilmiştir. Bu takdim kasr ifade etmiştir. Kasr, fiille mecrur arasındadır.  اِلَيْهِ, maksûrun aleyh/mevsuf,  تُحْشَرُونَ, maksûr/ sıfattır. Kasr-ı sıfat ale’l-mevsuftur.

Son cümle istînaf cümlesi olup zikredilen üç emre uymanın gerekliliğini bildirir. (Ebüssuûd)