En'âm Sûresi 85. Ayet

وَزَكَرِيَّا وَيَحْيٰى وَع۪يسٰى وَاِلْيَاسَۜ كُلٌّ مِنَ الصَّالِح۪ينَۙ  ...

Zekeriya’yı, Yahya’yı, İsa’yı, İlyas’ı doğru yola erdirmiştik. Bunların hepsi salih kimselerden idi.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَزَكَرِيَّا ve Zekeriyya’ya
2 وَيَحْيَىٰ ve Yahya’ya
3 وَعِيسَىٰ ve Îsa
4 وَإِلْيَاسَ ve İlyas’a
5 كُلٌّ hepsi ك ل ل
6 مِنَ -den (idi)
7 الصَّالِحِينَ salihler- ص ل ح
 

Önceki âyetlerde Hz. İbrâhim’in gözlem ve istidlâl metoduyla ortaya koyduğu tevhid akîdesinden söz edildikten sonra bu âyetlerde İbrâhim’in sahip olduğu akîdenin bütün peygamberlerce benimsenen mutlak hakikat olduğu anlatılmaktadır. 84. âyette, Hz. İbrâhim’in imanda hakikate ulaşma ve tevhid akîdesini hâkim kılma çabasının bir ödülü olmak üzere kendisine İshak adlı bir oğul ve Ya‘kub adlı bir torun armağan edildiği belirtiliyor.

Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 436

 

وَزَكَرِيَّا وَيَحْيٰى وَع۪يسٰى وَاِلْيَاسَۜ كُلٌّ مِنَ الصَّالِح۪ينَۙ

 

زَكَرِيَّا وَيَحْيٰى وَع۪يسٰى وَاِلْيَاسَ  kelimeleri atıf harfi  وَ ’la önceki ayetteki  دَاوُ۫دَ ’ye matuftur.

كُلٌّ مِنَ الصَّالِح۪ينَ  cümlesi öncesinde geçen isimlerin hali olarak mahallen mansubtur.

كُلٌّ  mübteda olup lafzen merfûdur.  مِنَ الصَّالِح۪ينَ  car mecruru mübtedanın mahzuf haberine müteallıktır.

الصَّالِح۪ينَ ’nin cer alameti  ى  harfidir. Çünkü cemi müzekker salimler harfle îrablanırlar.

الصَّالِح۪ينَ  kelimesi sülâsî mücerred olan  صلح  fiilinin ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 
 

وَزَكَرِيَّا وَيَحْيٰى وَع۪يسٰى وَاِلْيَاسَۜ كُلٌّ مِنَ الصَّالِح۪ينَۙ

 

Bu ayette sayılan dört peygamber de önceki ayette mef’ûl konumunda sayılanlara matuftur. 

Fasılla gelen  كُلٌّ مِنَ الصَّالِح۪ينَۙ  cümlesi haldir. Faide-i haber ibtidaî kelam olan isim cümlesidir. Sübut ifade eder.  كُلٌّ  mübtedadır. Cümlede îcâz-ı hazif sanatı vardır.  مِنَ الصَّالِح۪ينَ  mahzuf habere müteallıktır.

Tertibe riayet etmek vâciptir. Tertip ise ya fazilet ve derece itibariyle; yahut da zaman itibariyle yapılır. Halbuki ayet-i kerimede, bu iki itibare göre de tertiplenme nazar-ı itibara alınmamıştır. Bunun sebebi وَ  harfi tertibi gerektirmez. Bunun böyle olduğunun delillerinden biri de tefsirini yaptığımız bu ayettir. Çünkü وَ  harfi bu ayetlerde de mevcuttur. Ancak ne var ki bu harf, ne şeref ne de zaman bakımından kesinlikle bir tertip ifade etmemiştir. Burada bir çeşit tertip vardır. Çünkü Cenab-ı Hakk, her bir kısım peygambere, ayrı ayrı fazilet ve ikramlar vermiş, tahsis etmiştir. (Ebüssuûd)

Ayette cem’ ma’at-taksim sanatı vardır. Sayılan peygamberler salih olmakta cem’ edilmiştir. (Medine Balcı, Dergâhu’l Kur’an)

Önceki ayette 10 peygamber ismi sayılmıştır. İyileri mükâfatlandırırız derken bu peygamberlerin iyilerden olduğu zımnen ifade edilmiştir. 4 peygamber ismi daha sayılmış ve bunların da salihlerden olduğu ifade edilmiştir.