وَغَدَوْا عَلٰى حَرْدٍ قَادِر۪ينَ
وَغَدَوْا عَلٰى حَرْدٍ قَادِر۪ينَ
Fiil cümlesidir. وَ atıf harfidir. غَدَوْا fiili iki sakin harfin birleşmesi dolayısıyla hazfedilmiş elif üzerine mukadder fetha üzere mebni mazi fiildir. غَدَوْا ’in ismi, cemi müzekker olan و muttasıl zamirdir, mahallen merfûdur. عَلٰى حَرْدٍ car mecruru قَادِر۪ينَ ‘ye mütealliktir. قَادِر۪ينَ kelimesi nakıs fiil غَدَوْا ‘in haberi olup nasb alameti ي ‘dir. Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır.
قَادِر۪ينَ kelimesi, sülasi mücerredi قدر olan fiilin ism-i failidir.
İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
وَغَدَوْا عَلٰى حَرْدٍ قَادِر۪ينَ
وَ , haliye, cümle 23. Ayetteki يتخافتون fiilinin failinden haldir. Nakıs fiil غَدَوْا ’in dahil olduğu isim cümlesi faide-i haber ibtidaî kelamdır. قَادِر۪ينَ , nakıs fiil غَدَوْا ’in haberidir.
Cümlede takdim-tehir sanatı vardır. Bütün mamullerin cümledeki yeri, aslında amilinden sonra gelmesidir. Car mecrur عَلٰى حَرْدٍ , ihtimam için haber olan قَادِر۪ينَ ‘ye takdim edilmiştir.
Ayette غَدَوْا fiilinin tam fiil kabul edilerek, قَادِر۪ينَ ‘nin, fiilin failinden hal, عَلٰى حَرْدٍ car mecrurunun قَادِر۪ينَ ‘ye müteallik olması da caizdir.
Onlar yoksulların mahrum kalmalarını istedikleri için, hemen kendileri mahrumiyet ve yoksulluğa mahkum oldular. Yahut onlar, bahçelerinden hayır ve bereket görebilecek durumda iken, hayır ve bereketinden mahrum duruma düştüler. Yahut onlar, ancak birbirlerine kızabilecek duruma düştüler. Nitekim bundan sonra gelecek bir ayette de: "Şimdi suçu birbirlerine atmaya başladılar" denilmektedir. Yahut onlar, ürünlerini devşirebileceklerini sanarak bahçelerine doğru süratle yola koyuldular. Bir görüşe göre ise, ayetin metnindeki حَرْدٍ , o bahçenin adıdır." (yani onlar حَرْدٍ bahçesinin ürünlerini devşirebileceklerini sanarak ona doğru yola koyuldular.) (Ebüssuûd)