Kalem Sûresi 27. Ayet

بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ  ...

(Gerçeği anlayınca da), “Hayır, meğer biz mahrum bırakılmışız!” dediler.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 بَلْ hayır
2 نَحْنُ biz
3 مَحْرُومُونَ mahrum bırakıldık ح ر م
 

بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ


بَلْ , idrâb ve atıf harfidir.Önce söylenen bir şeyden vazgeçmeyi belirtir. Buna idrâb denir.  "Öyle değil, böyle, fakat, bilakis, belki" anlamlarını ifade eder. 

Kendisinden sonra gelen cümle ile iki anlam ifade eder:

1. Kendisinden önceki cümlenin ifade ettiği anlamın doğru olmadığını, doğrusunun sonraki olduğunu ifade etmeye yarar. Bu durumda edata karşılık olarak “oysa, oysaki, halbuki, bilakis, aksine” manaları verilir. 

2. Bir maksattan başka bir maksada veya bir konudan diğer bir konuya geçiş için kullanılır. Burada yukarıda olduğu gibi, bir iddiayı çürütmek ve doğrusunu belirtmek için değil de bir konudan başka bir konuya geçiş içindir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi) 

İsim cümlesidir. Munfasıl zamir  نَحْنُ  mübteda olarak mahallen merfûdur. مَحْرُومُونَ  mübtedanın haberi olup ref alameti  و ‘dır.Cemi müzekker salim kelimeler harfle îrablanır. 

مَحْرُومُونَ  kelimesi, sülasi mücerredi  حرم  olan fiilin ism-i mef’ûlüdür.

 

بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ


Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Mekulü'l-kavle dahil olan cümlede  بَلْ , idrâb harfidir. İntikal için gelmiştir.

Mübteda ve haberden müteşekkil, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır.  نَحْنُ  mübteda, ism-i mef’ûl vezninde gelen  مَحْرُومُونَ  haberdir.

İsim cümleleri, mübteda ve haberden oluşur. Zaman ifade etmez. Asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

بَلْ  idrâb harfidir. Atıf edatlarındandır. Ancak diğer atıf edatları gibi hüküm bakımından atıf görevi görmez. Bu edat, sadece matufu îrab yani hareke bakımından matufun aleyhe atfeder. Anlamsal açıdan ise tersinelik ilişkisi kurar. (Abdullah Hacıbekiroğlu, Arap Dilinde Edatların Metinde Kurduğu Anlamsal İlişkiler, Doktora Tezi)

Daha sonra da durup düşününce, burasının kendi bahçeleri olduğunu anladılar, bunun üzerine de, [Hayır, biz mahrum kalmışlarız..] dediler ki bu, "Bizim, cimriliği ve fakirlere vermemeyi dileyişimizin uğursuzluğu ile biz, bu bahçenin mahsulünden mahrum kalmışız" demektir. (Fahreddin er-Râzî)