Hâkka Sûresi 23. Ayet

قُطُوفُهَا دَانِيَةٌ  ...

Onun meyveleri sarkar (kolaylıkla devşirilebilir).
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 قُطُوفُهَا meyveleri ق ط ف
2 دَانِيَةٌ aşağıya sarkmış د ن و
 

“Kitap”tan maksat amel defteridir; mahşerde kişinin amel defterinin sağ tarafından verilmesi onun dünya hayatında Allah’ın emrine uygun, dürüst ve erdemli bir hayat yaşadığını, dolayısıyla sicilinin temiz olduğunu gösterir. Bu durumda olan kimse Allah’ın lutfuyla kurtuluşa erenlerden olduğunu anlar ve “Alın, kitabımı okuyun” diyerek mutluluğunu başkalarıyla paylaşmak ister (bk. Râzî, XXX, 111). 20. âyet amel defteri sağından verilen kimsenin dünyada iken âhirete iman ettiğini ve ona göre hazırlık yaptığını gösterir. 24. âyette zikredilen “geçmiş günler”den maksat ise dünya hayatında geçen günlerdir (bk. Râzî, XXX, 113). Buna göre 21-24. âyetlerde mahşerde amel defteri sağ tarafından verilen kimsenin dünyada yaptığı iyi amellere karşılık âhirette elde edeceği nimetler tasvir edilmektedir.

Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 447
 

  Qatafe قطف :

  Fiil olarak meyveyi devşirmek/koparmak anlamına gelen قَطَفَ fiilinin mastarı قَطْفٌ şeklinde gelir.

  قِطَفٌ ise koparılmış meyve demektir. Çoğulu da قُطُوفٌ'dur. (Müfredat)

  Kuran’ı Kerim’de isim formunda 2 defa geçmiştir. (Mu'cemu-l Mufehres)

  Türkçede kullanılan şekilleri kadayıf ve kadifedir. (Kuranı Anlayarak Okuma Rehberi) 

 

قُطُوفُهَا دَانِيَةٌ


Cümle önceki ayetteki  جَنَّةٍ ‘nin ikinci sıfatı olarak mahallen mecrurdur.  قُطُوفُهَا  mübteda olup lafzen merfûdur. Muttasıl zamir  هَا  muzâfun ileyh olarak mahallen mecrurdur.  دَانِيَةٌ mübtedanın haberi olup lafzen merfûdur. 

دَانِيَةٌ  kelimesi sülâsî mücerred olan  دنى  fiilinin ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

قُطُوفُهَا دَانِيَةٌ

 

Ayet fasılla gelmiştir. Fasıl sebebi, kemâl-i ittisâldir.

Cümle önceki ayetteki  جَنَّةٍ  için sıfattır. Sıfat, tabi olduğu kelimenin sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için yapılan ıtnâb sanatıdır.

Mübteda ve haberden müteşekkil, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır.

İsim cümleleri, mübteda ve haberden oluşur. Zaman ifade etmez. Asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu (sabit olması) veya bazı karînelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Müsnedün ileyh olan  قُطُوفُهَا , izafetle gelerek, az sözle çok anlam ifade etmiştir.

Müsned olan  دَانِيَةٌ , ism-i fail vezninde gelerek bu özelliğin istimrar ve istikrarına işaret etmiştir.

İsim cümlesindeki ism-i fail istimrar ifade eder. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

İsm-i fail sübuta, istikrara ve sıfatın mevsûfa olan bağlılığına delalet eder. (Halidî, Vakafat, s. 80)

عَالِيَةٍۙ - دَانِيَةٌ  kelimeleri arasında tıbâk-ı îcab sanatı vardır.

قُطُوفُهَا دَانِيَةٌ  Bu, "Onun meyvelerinin alınması kolay ve alana yakındır. Kişi onu, istediği gibi alır. Eğer onu, eliyle almak isterse, ister ayakta olsun, ister oturuyor olsun, isterse yan üstü yatmış olsun, o meyve ona eğilir... Eğer, onların yaklaşmasını isterse, yaklaşırlar.." demektir.  قُطُوفُ  el-Kutûf kelimesi,  قِطْفٍ 'nun çoğulu olup  المقطوف ; devşirilmiş anlamındadır. (Fahreddin er-Râzî, Âşûr)