لَاَخَذْنَا مِنْهُ بِالْيَم۪ينِۙ
“Elbette onu kıskıvrak yakalardık” diye tercüme ettiğimiz 45. âyetteki yemîn kelimesi sözlükte “sağ taraf, sağ el” anlamına gelir. Kelime mecazen “güç, kuvvet”mânasında da kullanılmaktadır (Kurtubî, XVIII, 275). 46. âyetteki vetîn ise “büyük atar damar” demektir; bu damar kesildiğinde canlı ölür. Allah Teâlâ Kur’an’ın şair veya kâhin sözü olmadığını yeminle ifade ettikten sonra Hz. Peygamber’in onu uydurup Allah’a isnat etmesinin de mümkün olmadığını, eğer –farzı muhal– böyle bir şey yapmış olsaydı, şiddetli bir şekilde cezalandırılacağını ve hiç kimsenin onu bu cezadan kurtaramayacağını haber vermiştir.
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 450لَاَخَذْنَا مِنْهُ بِالْيَم۪ينِۙ
لَ harfi لَوْ ’in cevabının başına gelen rabıtadır.b اَخَذْنَا sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamir نَا fail olarak mahallen merfûdur.b مِنْهُ car mecruru اَخَذْنَا fiiline mütealliktir.b بِالْيَم۪ينِ car mecruru اَخَذْنَا ‘daki faili mahzuf haline mütealliktir.
لَاَخَذْنَا مِنْهُ بِالْيَم۪ينِۙ
Ayet önceki ayetteki şartın cevabı olarak لَ karinesiyle gelen لَاَخَذْنَا مِنْهُ بِالْيَم۪ينِ cümlesi, müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber inkârî kelamdır. لَ ve مِنْ tekid unsurlarıdır.
Şart ve cevap cümlelerinden oluşan terkip, şart üslubunda, faide-i haber inkârî kelamdır.
Fiil azamet zamiriyle tazim edilmiştir.
مِنْهُ car mecruru اَخَذْنَا fiiline, بِالْيَم۪ينِ car mecruru اَخَذْنَا ’nın failinin mahzuf haline mütealliktir. Halin hazfi îcâz-ı hazif sanatıdır.
لَاَخَذْنَا fiiline müteallik olan مِنْهُ ‘daki مِنْ zaiddir. هُ , mef’ûle ve onun ameline taalluk eder. بِالْيَم۪ينِۙ ‘deki بِ sebebiyyedir. (Âşûr)
Ayetteki بِالْيَم۪ينِۙ ifadesi, cüz-kül alakasıyla mecaz-ı mürseldir.
لَوْ şartının cevabının başında لَ (elbette) gelerek cümle tekid edilmiştir. Ancak Allah dilerse bunu yapar. (Fâdıl Sâlih Samerrai, Beyanî Tefsir Yolu c. 3, s. 363)
Bu edat, gerçekleşmeyen iki fiil arasındaki ayrılmazlık ilişkisini ifade eder. Nahivciler لَوۡ edatını “şart gerçekleşmediği için cevabının da gerçekleşmemesini gerektiren bir edattır” diye tanımlamaktadırlar. Bu tanıma göre لَوۡ edatı cevabın gerçekleşmediğine açık bir şekilde delalet eder. (Abdullah Hacıbekiroğlu, Arap Dilinde Edatların Metinde Kurduğu Anlamsal İlişkiler (Doktora Tezi))
لَوۡ , muzari fiilin başına gelince teşvik, mazinin başına gelince kınama manası ifade eder. (Sâbûnî, Safvetü't Tefasir, 5/63)
لَاَخَذْنَا مِنْهُ بِالْيَم۪ينِ [Elbette onu kuvvetle yakaladık] ayetinde kinaye vardır. Sağ taraf manasına gelen يَم۪ينِ lafzı, güç ve kuvvetten kinayedir. (Satvetü’t Tefâsir)
Allah'a iftira edenin helak edilmesi, hükümdarların hışımlarına uğrayanları en feci şekilde helâk etmeleriyle tasvir edilmektedir ki, o idamlarda cellat mahkûmun sağ kolundan tutup cepheden kılıçla kafasını uçurur. (Ebüssuûd)