Hâkka Sûresi 5. Ayet

فَاَمَّا ثَمُودُ فَاُهْلِكُوا بِالطَّاغِيَةِ  ...

Semûd kavmi korkunç bir sarsıntı ile helâk edildi.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 فَأَمَّا bu yüzden
2 ثَمُودُ Semud
3 فَأُهْلِكُوا helak edildiler ه ل ك
4 بِالطَّاغِيَةِ azgın bir vak’a ile ط غ ي
 

“Kapılarını çalacak felâket” diye çevirdiğimiz karia kelimesi “çarpan, vuran, çarpışan” anlamında olup burada kıyametin bir başka ismi olarak kullanılmıştır. Semûd ve Âd kavimleri âhireti inkâr edip kendilerine gönderilen peygambere isyan ettikleri için birincisi (Semûd), şiddetinden dolayı âyette “tâgiye” (azgın) denilen çok ağır bir depremle yok olup gitmiştir (bilgi için bk. A‘râf 7/73-79; Hûd 11/61-68); Âd kavmi ise inkârcılıkta ısrar ettiği için Allah onların üzerine kasıp kavuran bir fırtına göndermiş; bu fırtına Âd kavminin yurdunda yedi gece sekiz gün devam etmiş; sonunda insanları sökülmüş hurma kütükleri gibi yerlere serivermiştir (krş. Kamer 54/19-20). Âd kavminin muhteşem sarayları ve köşkleri yerle bir olmuş; böylece yok olup gitmişlerdir. Bu iki kavmin âkıbetleri, hem Muhammed ümmetine birer ders ve ibret levhası olarak hem de bu felâketleri gerçekleştiren gücün kıyameti de gerçekleştireceğine bir kanıt olarak zikredilmiştir (bk. A‘râf 7/65-72; Hûd 11/50-60).

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt:5  Sayfa:442
 

فَاَمَّا ثَمُودُ فَاُهْلِكُوا بِالطَّاغِيَةِ


فَ  atıf olup, tefri’iyyedir.  اَمَّا  şart ve tafsil harfidir.  ثَمُودُ  mübteda olup lafzen merfûdur. فَاُهْلِكُوا  cümlesi mübtedanın haberi olarak mahallen merfûdur. 

فَ  harfi  اَمَّا ‘nın cevabının başına gelen rabıta harfidir. اُهْلِكُوا  damme üzere mebni meçhul mazi fiildir. Zamir olan çoğul و ’ı naib-i fail olup mahallen merfûdur.  بِالطَّاغِيَةِ  car mecruru اُهْلِكُوا  fiiline mütealliktir. اُهْلِكُوا  fiili sülâsî mücerrede bir harf ilave edilerek mezid yapılan fiillerdendir. Fiil tef’il babındandır. Sülâsîsi  هلك ’dir.

Bu bab fiile çokluk (fiilin, failin veya mef‘ûlun çokluğu), bir tarafa yönelme, mef'ûlü herhangi bir vasfa nispet etmek, gidermek, bir terkibi kısaltmak, eylemin belli bir zaman diliminde meydana gelmesi, özneyi fiilin türediği şeye benzetmek, sayruret, isimden fiil türetmek, hazır olmak, bir şeyin aralıklarla tekrarlanması manalarını katar.

طَّاغِيَةِ  kelimesi, sülâsi mücerredi  طغي  olan fiilin ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

فَاَمَّا ثَمُودُ فَاُهْلِكُوا بِالطَّاغِيَةِ

 

فَ  atıf harfi, tefri’iyyedir. Cümle 4. Ayetteki … كَذَّبَتْ ثَمُودُ  cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur. Haberî manada olması, şart cümlesinin haber cümlesine atfını mümkün kılmıştır.

Şart ve tafsil harfi  اَمَّا ’nın dahil olduğu sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, şart üslubunda faide-i haber inkâri kelamdır.

اَمَّا  harf-i şart, tafsil ve tekid için kullanılır. Şart harfi olması için kendisinden sonra  فَ  harfinin gelmesi zorunludur. Zemahşerî: ‘’ اَمَّا  cümleye tekid anlamı kazandırır’’ demiştir. (Suyûtî, İtkan, c. 1, s.419)

اَمَّا , haberin mübtedaya isnadını tekid eder. (Muhammed Ebu Musa, Hâ-Mîm Sureleri Belâgî Tefsiri, Câsiye/31, C. 6, s. 267)

فَ  karinesiyle gelen cevap cümlesi  فَاُهْلِكُوا بِالطَّاغِيَةِ  , mübteda olan  ثَمُودُ  ’nun haberidir.

Müspet mazi fiil sıygasında gelerek sebat, temekkün ve istikrar ifade etmiştir. Faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Şart, tafsil ve tekid bildiren  اَمَّا  edatı, cevabının başındaki  ف  harfi ile ayırt edilir. Zira cevabının başında  ف  harfi varsa o şart edatıdır ve tekid bildirir, yok ise tafsil ifade eder. (Nida Sultan Çelikkaya, Haber Üslubu ve Haberin, Muktezâ-i Zâhire Uygun Gelmemesi Durumu)

اُهْلِكُوا  fiili meçhul bina edilmiştir. Meçhul bina edilen fiillerde mef’ûle dikkat çekme kastı vardır. Çünkü malum bina edildiğinde mef’ûl olan kelime meçhul binada naib-i fail olur.

Kuran-ı Kerim’de tehdit, uyarı ve korkutma manası olan fiiller genellikle meçhul sıyga ile gelir. 

Meçhul bina, naib-i failin bu fiilde bir dahli olmadığına işaret eder. (Dr. Adil Ahmet Sâbir er-Ruveynî, Teemmülat fi Sûret-i İbrahim, s. 127)

بِالطَّاغِيَةِ  ism-i fail vezninde gelerek bu özelliğin istimrar ve istikrarına işaret etmiştir.

فَاُهْلِكُوا  fiiline müteallik olan car-mecrur  بِالطَّاغِيَةِ ‘ye dahil olan  بِ  harfi, sebebiyyedir. (Sâfî)

Bu konuda farklı bir görüş de vardır: 

بِالطَّاغِيَةِ ‘deki   بِ  harf-i ceri istîane içindir. (Âşûr)

"Semûd'a gelince, o korkunç bir sesle helâk edildiler” şiddeti haddi aşan şeyle ki, o da sestir ya da sarsıntıdır, bu da kıyameti inkârlarından ya da yalanlama ve başka şeyle taşkınlıkları sebebiyledir. Bu durumda  الطَّاغِيَةِ , akıbet vezninde masdar olur. (Beyzâvî)