Hâkka Sûresi 50. Ayet

وَاِنَّهُ لَحَسْرَةٌ عَلَى الْـكَافِر۪ينَ  ...

Şüphesiz Kur’an, kâfirler için mutlaka bir pişmanlık sebebidir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 وَإِنَّهُ doğrusu o
2 لَحَسْرَةٌ elbette hasrettir ح س ر
3 عَلَى için
4 الْكَافِرِينَ kafirler ك ف ر
 

Kur’an-ı Kerîm’in, ona ön yargılardan sıyrılmış olarak, iyi niyetle yönelip onu tasdik edenler için önemli bir uyarı ve öğüt olmasına karşılık, Kur’an’ı yalan sayanların daima bulunabileceği belirtilmekte; âhirette onun müminler için kurtuluş, inkârcılar için de ceza sebebi olduğu ortaya çıktığında inkârcıların derin bir pişmanlık içinde olacakları ifade edilmektedir.

Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 450-451
 

وَاِنَّهُ لَحَسْرَةٌ عَلَى الْـكَافِر۪ينَ


İsim cümlesidir. وَ  atıf harfidir.  اِنَّ  tekid harfidir. İsim cümlesinin önüne gelir. İsmini nasb haberini ref eder.  هُ  muttasıl zamiri  اِنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur. 

لَ  harfi  اِنَّ ’nin haberinin başına gelen lam-ı muzahlakadır. 

حَسْرَةٌ  kelimesi  اِنَّ ‘nin haberi olup lafzen merfûdur.  عَلَى الْـكَافِر۪ينَ  car mecruru  حَسْرَةٌ ‘e mütealliktir. 

الْـكَافِر۪ينَ  kelimesi, sülâsi mücerredi  كفر  olan fiilin ism-i failidir.

İsm-i fail; eylemi yapan ve gerçekleştiren demektir. Geçici olarak o sıfatı yüklenen isimdir. İsm-i fail; hem varlığa (zata) hem de onun sıfatına delalet eden kelimelerdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

وَاِنَّهُ لَحَسْرَةٌ عَلَى الْـكَافِر۪ينَ


Ayet atıf harfi  وَ ‘la önceki ayetteki  وَاِنَّهُ لَتَذْكِرَةٌ لِلْمُتَّق۪ينَ  cümlesine atfedilmiştir.  اِنَّ  ve lam-ı muzahlaka ile tekid edilmiş, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır.

Yalnızca bir isim cümlesi bile devam ve sübut ifade ettiğinden bu ve benzeri cümleler,  اِنّ , isim cümlesi ve lam-ı muzahlaka sebebiyle üç katlı tekid ifade eden çok muhkem cümlelerdir.

İsim cümleleri sübut ifade eder. İsim cümlelerinin asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karinelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

اِنَّ ’nin ismi  هُ  zamiridir. Haberi ise  حَسْرَةٌ ’dur.  عَلَى الْـكَافِر۪ينَ  car mecrur  حَسْرَةٌ e mütealliktir. Veya  حَسْرَةٌ ’un mahzuf sıfatına mütealliktir. Sıfatın hazfi îcâz-ı hazif sanatıdır. 

الْـكَافِر۪ينَ  مُكَذِّب۪ينَ  kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr sanatı vardır. 

اِنَّهُ  (o)’daki zamirle Kur’an kastedilmektedir. Kur’an’ı inkâr edenler ve yalanlayanlar, onu tasdik edenlere verilen mükâfatı gördüklerinde Kur’an onlar için bir pişmanlık kaynağı olacaktır. Veya zamir tekzibe (yalanlama) racidir. (Keşşâf)