Meâric Sûresi 5. Ayet

فَاصْبِرْ صَبْراً جَم۪يلاً  ...

(Ey Muhammed!) Sen güzel bir şekilde sabret.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 فَاصْبِرْ şimdi sen sabret ص ب ر
2 صَبْرًا bir sabırla ص ب ر
3 جَمِيلًا güzel ج م ل
 
“Uzak görüyorlar” diye çevirdiğimiz ifadeyi “imkânsız görüyorlar” şeklinde anlamak da mümkündür. Zira müşrikler öldükten sonra dirilmeyi inkâr ettikleri için kıyamet, âhiret ve hesap gibi olayların gerçekleşmesini imkânsız buluyor, bunların gerçekleşeceğini haber veren Hz. Peygamber’le alay ediyorlardı. Onların bu tutumlarına karşı peygamberden sabırlı olması istenmekte, ayrıca iddia ettikleri gibi kıyamet olayının imkânsız olmadığı, yakında muhakkak gerçekleşeceği haber verilerek inkârcılar uyarılmakta, Hz. Peygamber de teselli edilmektedir.
 

فَاصْبِرْ صَبْراً جَم۪يلاً


فَ  mukadder şartın cevabının başına gelen rabıta veya fasiha harfidir. Takdiri, إن سأل سائل فاصبر ..(Sana birşey sorarsa, sabret) şeklindedir.

Fiil cümlesidir. اصْبِرْ  sükun üzere mebni emir fiildir. Faili müstetir olup takdiri  أنت ‘dir.  صَبْراً  mef’ûlu mutlak olup fetha ile mansubdur. 

Mef’ûlu mutlak: Fiil ile aynı kökten gelen masdardır. Mef’ûlu mutlak harf-i cer almaz. Harf-i cer alırsa hal olur. Mef’ûlu mutlak cümle olmaz. Mef’ûlu mutlak üçe ayrılır:

1. Tekid (Kuvvetlendirmek) İçin: Fiilin manasını kuvvetlendirir. Masdar olur. Daima müfreddir. Fiilinden sonra gelir. Türkçeye “muhakkak, şüphesiz, gerçekten, çok, iyice, öyle ki” diye tercüme edilir.

2. Nev’ini (Çeşidini) Belirtmek İçin: Fiilin nasıl meydana geldiğini ve nev’ini bildirir. Nev’ini bildiren mef’ûlu mutlak umumiyetle sıfat veya izafet terkibi halinde gelir. Tesniye ve cemi de olabilir. Fiilinin önüne geçebilir. Türkçeye “gibi, şeklinde, aynen, tıpkı, tam” diye tercüme edilir.

3. Adedini (Sayısını) Belirtmek İçin: Failin yaptığı işin sayısını belirtir. Adedini belirten mef’ûlu mutlak  فَعْلَةً  vezninden gelen bina-ı (masdar-ı) merreden yapılır.

مَرَّةً  kelimesi de mef’ûlu mutlak olur. Fiilinin önüne geçebilir. Türkçeye “kere, defa” diye tercüme edilir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

جَم۪يلاً  kelimesi  صَبْراً ‘nin sıfatı olup fetha ile mansubdur.

Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapça’da sıfatın asıl adı na’t ( النَّعَتُ )dır. Sıfatın nitelediği isme de men’ut ( المَنْعُوتُ ) denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.

Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir.

Sıfat mevsûfuna: cinsiyet, adet, marifelik - nekrelik ve îrab bakımından uyar.

Sıfat iki kısma ayrılır: 1. Hakiki sıfat  2. Sebebi sıfat

Hakiki sıfat: 1- Müfred olan sıfatlar  2- Cümle olan sıfatlar olmak üzere ikiye ayrılır.

1. Müfred olan sıfatlar: Müfred olan sıfatlar genellikle ism-i fail, ism-i mef’ûl, mübalağalı ism-i fail, sıfat-ı müşebbehe, ism-i tafdil, masdar, ism-i mensub ve sayı isimleri şeklinde gelir.

Gayrı akil (akılsız çoğullar) mevsûf olarak geldiğinde sıfatını müfred müennes olarak da alır.

2. Cümle olan sıfatlar: 1- İsim cümlesi olan sıfatlar, 2- Fiil cümlesi olan sıfatlar, 3- Şibh-i cümle olan sıfatlar. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

فَاصْبِرْ صَبْراً جَم۪يلاً


Fasılla gelen ayette, rabıta harfi  فَ , mahzuf şartın cevabına dahil olmuştur. Cevap cümlesi olan  فَاصْبِرْ صَبْراً جَم۪يلاً , emir üslubunda talebî inşâî isnaddır. Takdiri,  إن سأل سائل ..(Sana birşey sorarsa) olan şart cümlesinin hazfi îcâz-ı hazif sanatıdır.

Mahzuf şart ve mezkûr cevap cümlelerinden müteşekkil terkip, şart üslubunda talebî inşâî isnaddır. 

جَم۪يلاً  mef’ûlu mutlak olan  صَبْراً  için sıfattır. Sıfat, tabi olduğu kelimenin sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için yapılan ıtnâb sanatıdır.

صَبْراً  -  اصْبِرْ  kelimeleri arasında iştikak cinası ve reddü’l-acüz ale’s-sadr sanatları vardır.

O halde sen kavminin eziyetine karşı güzel bir sabır ile sabret. Güzel sabır (sabr-ı cemîl), herhangi bir tahammülsüzlüğün ve Allah'tan başkasına şikayetin olmadığı sabırdır. Musibet sahibinin insanlar arasında olmakla birlikte, onun kim olduğunun bilinmemesi anlamında olduğu da söylenmiştir. Anlamlar birbirlerine yakındır. İbn Zeyd: “Ayet (cihadı emreden) kılıç ayeti ile nesh olmuştur.” demiştir. (Kurtubî)