ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَۙ
Abese عبس :
عَبُوسٌ gönlün daralmasından dolayı yüzün buruşturulması yahut kaşların çatılmasıdır. Bu anlamdan hareketle sıkıntılı gün anlamında يَوْمٌ عَبُوسٌ denir. (Müfredat)
Kuran’ı Kerim’de sülasi fiil ve isim formunda toplam 3 defa geçmiştir. (Mu'cemu-l Mufehres)
Türkçede kullanılan şekilleri abus (çatık kaşlı, asık yüzlü), Abbas ve Abbâsilerdir. (Kuranı Anlayarak Okuma Rehberi)
ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَۙ
ثُمَّ tertip ve terahi ifade eden atıf harfidir. ثُمَّ edatı mertebe açısından terahi manasınadır. Yani; aralıklarla, zaman içinde serpiştirilerek peyderpey olabilecek durumları bildirmektedir.
عَبَسَ atıf harfi ثُمَّ ile önceki ayetteki نَظَرَ ‘ya matuftur.
Fiil cümlesidir. عَبَسَ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. بَسَرَ atıf harfi وَ ‘la makabline matuftur.ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَۙ
Tertip ve terahî ifade eden ثُمَّ atıf harfiyle önceki ayete atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafat, S.107)
بَسَرَۙ cümlesi وَ ’la عَبَسَ cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur.
بَسَرَۙ - عَبَسَ kelimeleri arasında mürâât-ı nazîr ve muvazene sanatları vardır.
Sonra kaşlarını çattı yüzünü buruşturdu, çünkü ona dil uzatacak bir şey bulamadı ve ne diyeceğini bilemedi ya da Resulullah (sav) 'e bakıp surat astı, bu da kaşlarını çattı ifadesini tekiddir. (Beyzâvî)
بَسَرَۙ , vaktinden evvel acele olmasını istemek, hamlık yapmaktır. Nitekim meyvenin hamına, hurmanın koruğuna "büsür" denir. Rağıb, burada bu manadan olduğunu söyler. Yani, vakti gelmeden kopmuş ham koruk gibi ekşidi, surat astı.(Elmalılı)