Müddessir Sûresi 21. Ayet

ثُمَّ نَظَرَۙ  ...

Sonra (Kur’an hakkında) derin derin düşündü.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 ثُمَّ sonra
2 نَظَرَ baktı ن ظ ر
 
Rivayete göre müşrikler Hz. Peygamber’e ve tebliğ ettiği Kur’an’a karşı nasıl bir tavır takınmaları gerektiğini Velîd b. Mug^re’ye sormuşlar, o da düşünüp taşındıktan sonra Hz. Peygamber’in bir sihirbaz, Kur’an’ın da önceki sihirbazlardan intikal eden bir sihir, bir beşer sözü olduğunu insanlar arasında yaymalarını tavsiye etmiştir. İşte 18-25. âyetlerde Velîd b. Mug^re örneğinde Kur’an’a karşı benzer şekilde inkârcı tutum sergileyenler kınanmış; 26-30. âyetlerde ise hak ettikleri uhrevî ceza özetlenmiştir. 26. âyette geçen “sekar” kelimesi ateşin isimlerinden olup cehennemin ağır cezalık kısımlarından birini ifade ettiği belirtilir (bk. Şevkânî, V, 377). 27-28. âyetler ise sekar hakkında, “hiçbir şeye acımayan, içine atılanları yakan ve insanın derisini kavuran korkunç bir yer” şeklinde detaylar vermektedir. “İnsanları kavurur” diye çevirdiğimiz 29. âyete “insanlara görünür” şeklinde de mâna verilmiştir (Zemahşerî, IV, 183). Aynı âyet, “Cehennem, orayı hak eden insana kendini gösteren bir tablo, bir aynadır” şeklinde de anlaşılabilir. Müfessirler, 30. âyetteki “on dokuz” sayısını “cehennemde görevlendirilmiş olan on dokuz melek; meleklerden on dokuz grup; on dokuz saf; her birinin emrinde bir grup melek bulunan on dokuz yönetici melek” şekillerinde yorumlamışlardır (Zemahşerî, IV, 184; Şevkânî, V, 378; İbn Âşûr, XXIX, 298). Nitekim Tahrîm sûresinin 6. âyetinde de cehennemin başında iri cüsseli, sert tabiatlı ve Allah’ın emirlerini hemen uygulayan meleklerin bulunduğu bildirilmiştir. Râzî, insanın günah işleyip cehenneme girmesine sebep olan beden ve zihin güçlerini on dokuz olarak tesbit etmiş; cehennemde gözetim vazifesi yapan zebânîlerin sayısı ile bu güçler arasında bir ilginin bulunduğunu ifade etmiştir (XXX, 203). Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 496
 

ثُمَّ نَظَرَۙ


ثُمَّ  tertip ve terahi ifade eden atıf harfidir. ثُمَّ  edatı mertebe açısından terahi manasınadır. Yani; aralıklarla, zaman içinde serpiştirilerek peyderpey olabilecek durumları  bildirmektedir. 

نَظَرَ  atıf harfi  ثُمَّ  ile önceki ayetteki ikinci  قَدَّرَ ‘ya matuftur.

Fiil cümlesidir. نَظَرَ  fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir.
 

ثُمَّ نَظَرَۙ


Atıf harfi  ثُمَّ , tertip ve terahî ifade eder. Cümle  كَيْفَ قَدَّرَۙ  cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.

Mazi fiil sebata, temekküne ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafat, S.107)

[Sonra baktı] yani Kur'an’ın durumunu tekrar gözden geçirdi. (Beyzâvî) 

Bu, "O, ilk önce düşündü, ikinci kez ölçüp biçti, üçüncü kez de, ölçüp biçtiği bu şey hakkında düşündü.." demektir. Binaenaleyh, önceki bakış, meseleyi anlamak ve ortaya koymak için, peşinden gelen bakış ise, planlamada bulunmak içindir. İşte tam ihtiyatlı davranış budur. O halde bütün bu mertebeler, onun kalbinin halleriyle ilgili olan, yani içinden geçirdiği şeylerdir. (Fahreddin er-Râzî)