وَظَنَّ اَنَّهُ الْفِرَاقُۙ
Can boğaza gelip de hasta ölmek üzere olduğunda çevresindekiler, “Bunu ölümden kurtaracak bir şifacı yok mu?” diye sorarak son bir çarenin bulunup bulunmadığını araştırırlar. Bir yoruma göre de ölüm meleği, “Bunun ruhunu rahmet melekleri mi yoksa azap melekleri mi götürecektir?” diye sorarlar. Bu telâş arasında ölmek üzere olan kişi artık yakınlarından ve dünya hayatından ayrılma zamanının geldiğini anlar; ecel geldiğinde can çıkıp gider. “Bacaklar birbirine dolaşır” ifadesi, “Artık ölen kişinin dünya ile ilgisi kesilmiş, âhiret hayatına, ilâhî huzura yönelmiştir” şeklinde açıklanmıştır. Bundan sonra kendi iradesiyle hareket etme imkânı yoktur. Allah katında durumu dünyada yaptıklarına göre değerlendirilir; müminlerden ise cennete, inkârcılardan ise cehenneme gönderilir.
وَظَنَّ اَنَّهُ الْفِرَاقُۙ
Ayet, atıf harfi وَ ‘la önceki ayetteki بَلَغَتِ cümlesine matuftur.
Fiil cümlesidir. ظَنَّ fetha üzere mebni mazi fiildir. Faili müstetir olup takdiri هو ‘dir. اَنَّ ve masdar-ı müevvel amili ظَنَّ ‘nin iki mef’ûlün bihi olarak mahallen mansubdur. ظَنَّ sanmak anlamında kalp fiillerindendir.
Kalp fiilleri (iki mef’ûl alan fiiller); bir mef’ûl ile manası tamamlanamayıp ikinci mef’ûle ihtiyaç duyan fiillerdir. Bu fiiller isim cümlesinin önüne gelirler, mübteda ve haberi iki mef’ûl yaparak nasb ederler. 3 gruba ayrılırlar:
1. Bilmek manasında olanlar.
2. Sanmak manası ifade edenler, kesine yakın bilgi ifade ederler. “Sanmak, zannetmek, saymak, kendisine öyle gelmek” gibi manalara gelir.
3. Değiştirme manası ifade edenler aynı. Anlama gelmedikleri halde görevleri itibariyle onlara benzerliklerinden kalp fiilleri adı altına girmişlerdir.
Değiştirme manasına gelen fiiller “etti, yaptı, kıldı, edindi, dönüştürdü, değişik bir hale getirdi” gibi manalara gelir.
Bilgi ve zan fiillerinden sonra bazen اَنَّ ’li ve اَنْ ’li cümleler gelir, bu cümleler iki mef’ûl kabul edilir. Bilmek, sanmak ve değiştirme manasına gelen bu fiiller 3 şekilde gelebilir: 1) İki mef’ûl alanlar, 2) İki mef’ûlünü masdar-ı müevvel cümlesi olarak alanlar, 3) İki mef’ûlü hazif olanlar. Kalp fiilleri iki mamûlü arasında olduğunda amel etmeleri de etmemeleri de caizdir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)
أَنَّ masdar harfidir. İsim cümlesine dahil olur. İsmini nasb haberini ref yapar, cümleye masdar anlamı verir. هُ muttasıl zamiri اَنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur.
الْفِرَاقُ kelimesi اَنَّ ’nin haberi olup lafzen merfûdur.وَظَنَّ اَنَّهُ الْفِرَاقُۙ
Ayet, atıf harfi وَ ile 26. ayetteki بَلَغَتِ cümlesine atfedilmiştir. Atıf sebebi hükümde ortaklıktır. Cümleler arasında manen ve lafzen mutabakat mevcuttur. Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır.
Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Hâlidî, Vakafât, S.107)
Zannetmek ve kesin olarak bilmek üzere iki zıt manaya sahip ظُنُّ fiili burada, kesin olarak bilmek, anlamak manasındadır.
Tekid ve masdar harfi اَنَّ ’nin dahil olduğu isim cümlesi اَنَّهُ الْفِرَاقُ , masdar teviliyle ظَنَّ fiilinin iki mef’ûlü yerindedir. Masdar-ı müevvel, sübut ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır. الْفِرَاقُ masdar ve tekid harfi اَنَّ ’nin haberidir.
الْفِرَاقُۙ , masdar vezninde gelerek mübalağa ifade etmiştir. Ayrıca اَنَّ ‘nin haberinin marife gelişi bu özelliğin kemaline işaret etmiştir.
Önceki ayetin fasılası رَاقٍۙ ‘la الْفِرَاقُۙ arasında cinâs-ı muzari ve lüzum ma la yelzem sanatları vardır.
Bu ayet, ruhun, kendi kendine kaim (yeterli) bir cevher olup, ölümden sonra da kaldığına delalet etmektedir. Çünkü Allahü teâlâ, ölüme burada "ayrılış" adını verdi. Ayrılış ise, ruhun baki kalması durumunda söz konusu olur. Çünkü ayrılma ve birleşme, birer sıfattır. Sıfat ise bir mevsufun mevcudiyetini gerektirir. (Fahreddin er-Râzî)