Mürselât Sûresi 33. Ayet

كَاَنَّهُ جِمَالَتٌ صُفْرٌۜ  ...

Bunlar sanki birer kızıl devedir.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 كَأَنَّهُ sanki o
2 جِمَالَتٌ bir halattır ج م ل
3 صُفْرٌ sapsarı ص ف ر
 

O gün hesaplar görülüp herkesin gideceği yer belli olduktan sonra görevliler inkârcılara, dünyada yalan saymış oldukları cehenneme doğru yürümeleri için âyetlerde geçtiği gibi hitap edeceklerdir. Müfessirler “üç parçalı gölge”den maksadın cehennem yakıtlarının çıkardığı, üçe ayrılmış yoğun duman olduğunu söylemişlerdir (Taberî, XXIX, 146). Âyetlerde cehennemin fırlattığı kıvılcımların benzetildiği “kasr” kelimesinin farklı anlamları bulunmakla birlikte (bk. Râzî, XXX, 277; Şevkânî, V, 415-416) bunlar içinde cehennem tasvirine en uygun olanı “hurma kütüğü” olduğu için meâlde bu anlam tercih edilmiştir.

Kıraat farkları dikkate alınarak 32 ve 33. âyetlere şöyle de mâna verilmiştir: “Cehennem, kütükler gibi kocaman kıvılcımlar fırlatır. Her bir kıvılcım birer sarı (kızgın) deve gibidir” (Şevkânî, V, 416).

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 530
 

كَاَنَّهُ جِمَالَتٌ صُفْرٌۜ


كَاَنَّهُ جِمَالَتٌ صُفْرٌ  cümlesi  شَرَرٍ ‘in ikinci sıfatı olarak mahallen mecrurdur.

Nekre isimden sonra gelen cümle veya şibhi cümle sıfat olur. Marife isimden sonra gelen cümle veya şibhi cümle hal olur. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi) 

İsim cümlesidir.  كَاَنَّ  harfi  اِنَّ  gibi ismini nasb haberini ref eder. Bazı müfessirlere göre de gibi cümleyi tekid eder.  هُ  muttasıl zamiri  كَاَنَّ ’nin ismi olarak mahallen mansubdur. 

جِمَالَتٌ  kelimesi  كَاَنَّ ’nin haberi olup lafzen merfûdur. صُفْرٌ  kelimesi  جِمَالَتٌ ‘ün sıfatı olup damme ile merfûdur.

Varlıkları niteleyen kelimelere sıfat denir. Arapça’da sıfatın asıl adı na’t ( النَّعَتُ )dır. Sıfatın nitelediği isme de men’ut ( المَنْعُوتُ ) denir. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata hakiki sıfat, dolaylı olarak niteleyen sıfata da sebebi sıfat denir.

Sıfat ile mevsuftan oluşan tamlamaya sıfat tamlaması denir. Sıfat tek kelime (isim), cümle ve şibh-i cümle olabilir. Ve sıfat birden fazla gelebilir.

Sıfat mevsûfuna: cinsiyet, adet, marifelik - nekrelik ve îrab bakımından uyar.

Sıfat iki kısma ayrılır: 1. Hakiki sıfat  2. Sebebi sıfat. Bir ismi doğrudan niteleyen sıfata “hakiki sıfat”, dolaylı olarak niteleyen sıfata da “sebebi sıfat” denir. (Arapça Dilbilgisi Ayetlerle Nahiv Bilgisi)

 

كَاَنَّهُ جِمَالَتٌ صُفْرٌۜ


Ayet önceki ayetteki  شَرَرٍ  için ikinci sıfattır. Sıfat, mevsûfunun sahip olduğu bir özelliğe işaret etmek için yapılan tetmim ıtnâbı  sanatıdır.

Teşbih ve tekid harfi  كَاَنَّ  ile tekid edilmiş, sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber inkârî kelamdır.  هُ  zamiri  كَاَنَّ ’nin ismi,  جِمَالَتٌ  haberidir.

صُفْرٌ  kelimesi  جِمَالَتٌ  için sıfattır. Sıfat, tabi olduğu kelimenin bir özelliğine işaret etmek için yapılan ıtnâb sanatıdır.

كَاَنَّهُ جِمَالَتٌ صُفْرٌ (Kıvılcım. Sanki sarı bir deve­dir.) cümlesinde de mürsel mufassal teşbih vardır. (Safvetü’t Tefâsir) 

جِمَالَتٌ  lafzı , جِمَالَ  çoğuludur. Veya  جَمَالَتٌ  olup,  جَمَل ‘in çoğuludur. Alevler önce saraylara, sonra da teşbihi açıklamak için develere benzetilmiştir. Dikkat edilirse Araplar develeri yüksek saray ve köşklere benzetirler. Kelime; ‘köprü halatları’ anlamında, damme ile جُماﻻتٌ  da okunmuştur; ‘gemi halatları’ anlamında olduğu da söylenmiştir. (Keşşâf)

Cins kastedilerek  صُفْرٌۜ  denmiş (yani kelime çoğul getirilmiş)tir;  صُفْرٌۜ  sarımtırak siyahtır. (Keşşâf, Beyzâvî)