Mürselât Sûresi 38. Ayet

هٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِۚ جَمَعْنَاكُمْ وَالْاَوَّل۪ينَ  ...

Bu, hüküm ve ayırma günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya toplamışızdır.
 
Sıra Kelime Anlamı Kökü
1 هَٰذَا işte bu
2 يَوْمُ günüdür ي و م
3 الْفَصْلِ hüküm ف ص ل
4 جَمَعْنَاكُمْ sizi bir araya topladık ج م ع
5 وَالْأَوَّلِينَ ve öncekileri ا و ل
 

“Ayırım günü”nden maksat hakkın bâtıldan, haklının haksızdan, inananın inkâr edenden ayırt edileceği yargı günüdür. Allah o gün gerek Kur’an’ın hitap ettiği topluluğu ve sonraki nesilleri, gerekse Kur’an’ın inmesinden önce gelip geçmiş bütün insanları mahşerde toplayıp aralarında hükmünü verecektir (krş. Vâkıa 56/49-50). Bir yoruma göre “siz ve sizden öncekiler” ifadesiyle bilhassa Hz. Peygamber’in muhatapları olan Arap müşrikleriyle önceki dönemlerin inkârcıları kastedilmiştir. Âyetin özellikle tehdit ve uyarı amacı taşıdığı dikkate alındığında bu yorum daha isabetli görülebilir. Nitekim 39. âyet de bu yorumu desteklemektedir. Burada inkârcılara, “Bir planınız varsa haydi bana karşı uygulayın planınızı!” denilerek hak ettikleri cezadan kurtulma hususunda bir çareleri varsa onu kullanmaları istenir. Ancak bu istek, gerçekten onların bir çare bulmaları için değil, içine düşecekleri çaresizliği ortaya koymak içindir.

 


Kaynak :  Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 530-531
 

هٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِۚ 


İsim cümlesidir. İşaret ismi  هٰذَا  mübteda olarak mahallen merfûdur.  يَوْمُ الْفَصْلِۚ  haber olup lafzen merfûdur.  الْفَصْلِ  muzâfun ileyh olup kesra ile mecrurdur. 


جَمَعْنَاكُمْ وَالْاَوَّل۪ينَ


Fiil cümlesidir.  جَمَعْنَاكُمْ  sükun üzere mebni mazi fiildir. Mütekellim zamiri  نَا  fail olarak mahallen merfûdur. Muttasıl zamir  كُمْ  mef’ûlun bih olarak mahallen mansubdur. الْاَوَّل۪ينَ   atıf harfi وَ ‘la  جَمَعْنَاكُمْ ‘deki muhatap zamirine matuf olup nasb alameti  ي ‘dir.

 

هٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِۚ 


Ayet istînâfiyye olarak fasılla gelmiştir. Mübteda ve haberden oluşmuş sübut ve istimrar ifade eden isim cümlesi, faide-i haber ibtidaî kelamdır.

İsim cümleleri, mübteda ve haberden oluşur. Zaman ifade etmez. Asıl kuruluş sebebi; müsnedin, müsnedün ileyh için sabit olduğunu ifade etmektir. İsim cümlesinin haberi müfred ya da isim cümlesi olursa, asıl konulduğu mana olan sübutu veya bazı karînelerle istimrarı (devamlılığı) ifade eder. İstimrar ifadesi daha çok medh ve zem durumlarında olur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

هٰذَا  mübteda,  يَوْمُ الْفَصْلِ  haberdir. Müsned veciz ifade kastıyla izafet formunda gelmiştir.

Cümlede müsnedün ileyhin işaret ismiyle marife olması işaret edilenin mertebesinin yüksekliğini belirterek tazim ifade eder. İşaret isminde istiare vardır. Tecessüm ve cem’ ifade eden  هٰذَا  ile güne işaret edilmiştir. 

Bilindiği gibi işaret ismi, mahsus şeyler için kullanılır. Ama burada olduğu gibi aklî şeyler için kullanıldığında istiare olur. Câmi’; her ikisinde de “vücudun tahakkuku”dur. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Beyan İlmi)

Müsnedün ileyhin işaret ismi  هٰذَا  ile marife olması işaret edileni en güzel şekilde temyiz etmek içindir. Böylece muhatabın zihninde müsnedün ileyh daha iyi yerleşir. Muhatap tarif edilen şeyi daha iyi tasavvur eder, daha iyi tanır. (Fatma Serap Karamollaoğlu, Kur'an Işığında Belâgat Dersleri Meânî İlmi)

Müsned veciz ifade kastıyla izafet formunda gelmiştir.


 جَمَعْنَاكُمْ وَالْاَوَّل۪ينَ

 

Beyanî istînâf olarak fasılla gelen cümlenin fasıl sebebi şibh-i kemâl-i ittisâldir. Veya  يَوْمُ الْفَصْلِۚ ‘den haldir.

Müspet mazi fiil sıygasında faide-i haber ibtidaî kelamdır. Fiil azamet zamirine isnadla tazim edilmiştir.

Mazi fiil sebata, temekkün ve istikrara işaret eder. (Halidî, Vakafât, S.107)

الْاَوَّل۪ينَ  atıf harfi  وَ ‘la  جَمَعْنَاكُمْ ‘deki muhatap zamirine atfedilmiştir.

Bu hitap Peygamberimiz Hazret-i Muhammed'in ümmeti içindir.

Yani bugün, hak ile batılı ve haklı ile haksızı birbirinden ayırma günüdür. Sizi ve önceki ümmetleri toplamışızdır. (Ebüssuûd)